28 Kasım 2013

Tuvalet kağıdı ile bütünleştim resmen!

Yazmaya oturuyorum mesela, sonra kendi kendime bahaneler uyduruyorum.. sanırım yapmamam gereken bi şey ama oldu işte.. Her gün girip baktım tabi blogger'a ama yazamadım, şu an yazıyorum..
Her zaman olduğu gibi yine grip oldum. Öküz gibi oldum hemde. Dün ve bugün toplam 2 rulo tuvalet kağıdı bitirdim.. Bok gibiyim lan öyle böyle değil, habire burnum akıyor, su akıyor ya resmen!! gözüm yaşarıyor, durup durup ağlıyorum sanki.. Bi de halsizim, derslerde uyumaktan ölüyorum artık.. Ders dinlemem lazım.. 
Şu tuvalet kağıdı meselesine gelince.. Ya ben 9. sınıf ne zaman başladı, o yıl hayvan gibi grip oldum. Ama geçmeyen grip bu.. Mesela sabah kalkıyorum, burnumu boşaltıyorum.. Her zaman ama, yaz veya kış fark etmiyor.. Bi de düşün benim burnum, adeta Pinokyo'nun amcasının oğlu.. Tahriş oluyordu sürekli başkalarından peçete istemekten ve o peçetelerin çook sert olmasından.. Ben de dedim madem gribim, hadi bakalım bi şey bul.. Yani böyle her an yanında olsun, birden çıkar burnunu sil, ve burnunu tahriş etmesin, yara olmasın. Eee ne bu! Tuvalet kağıdı tabi!
Başladım kendi kendime kullanmaya.. İlk gören insanlar şaşırdılar, hem nasıl.. Hele öğretmenler.. Alay eden var, beni görüp "geçti mi hastalığın" diye soran var.. Onu da geçtim, "tuvalet kağıdına çok selam söyle." diyen bile var!!! 
Bi gün sınavdayız, ama benim burnumu bi görrrr Allaah foşur foşur. Kağıdı havaya kaldırmışım salak gibi, gören de test sanacak sınavı.. Ama burnum akıyor yere indirdiğimde, çünkü kafamı yere eğiyorum.. Sürekli "fişşşttt!" diye içime çekiyorum.. Peçeteye hönkürsem rezil olucam, herkes bakacak, iğrençsin diyecek, böyle de ben öleceğim ve herkes bu sesten rahatsız.. Sonra ben yine bi "ffiişşştt!" diye çektim içime, ordan oruspu bi kız "Yaaa hocaaamm" dedi, o yaaa diyen dilini akrepler soksun senin!! Normalde yazılılarda gitmek yasak tuvalete ama beni yolladı hoca "hadi canım" diyerekten.. 
İlk yazılılar bitti, bari rahat bi nefes alim dedim, bugün öğrendim ki 10 gün sonra ikinci yazılılar başlıyor.. Allahım öldürün beni ya.. Bi de hastayım, ilk yazılılarda kötü değildim ama son sınavda baya kötüledim, sınavı boş bıraktım resmen burun akıntımdan.. Almanca sınavımdı bi de.. Yani var ya, burnumdan da nefret ediyorum ben, iyice depresif oldum, ölüyorum lan ölüyorum!!!
Eğer ikinci sınavlara olur da grip girersem boku yedim.. İnşallah girmem nolursun Allahım ya.. Tamam, yazlıkta küçücük çocuğu babasına yalandan şikayet etmiş olabilirim, tamam tee küçükken birinin çay şekerine işemiş olabilirim, tamam babamla dünyanın en berbat kavgasını etmiş olabilirim ama nolur grip girmeyim nolur..
.....
PuCCa'mın Ay Hadi İnşallah'ı geldi!!! Tek bi günde okudum dememe gerek yok herhalde.. Yemedim içmedim onu bitirdim.. Şimdi yazı giricem zaten..
.....
Sonunda kazak giyiyorum, mutluyum!! Adana yine oyun oynadı bize, sadece 3 güne kadar hava yaz gibiydi, yarım kolla geziyorduk, şu an yağmur yağıyor! Aaa durmuş.. 
O kadar özlemişim ki bu soğuğu.. En çok da sobayı özledim ben.. Böyle gece bi yerden geldiğimde sobayı hoplaya zıplaya açıp, ellerimi ona yaklaştırmayı özledim.. Yorganın altına girdiğimde her ne kadar ayaklarım donsa da çorabı çıkarmayı özledim.. Yorgana sarılarak uyumayı özledim.. İki kat örtünmeyi, kazaklar ve o kocaman ceketimi giymeyi özledim.. İnşallah geliyor, tamam yavaş yavaş geliyor belki bu kış ama geliyor, hissediyorum!!
.....
Canım sıkıldı, açtım eski yazılarımı okudum.. Aslında sözüm vardı kendime, blogun 1. yılında okuyacaktım.. Ama dayanamadım yahu.. O kadar değişmişim ki.. Olgunlaşmışım resmen! Kullandığım cümleler, dilim falan her şeyim farklı.. Bu blog sayesinde en azından yazarken daha tecrübeli hissediyorum kendimi.. Şu an yazarken daha samimi hissediyorum mesela, daha yakın hissediyorum buraya..
.....
Geçen tiyatro provam vardı. Bi kız var, severim kendisini. 3 senelik arkadaşım yani ama aynı sınıfta falan değiliz.. Neyse, bana "ne istersin?" gibi bi şey sordular, birisi yabancı ülkeye mi ne gidiyormuş, "1 paket jelibon yeter!" dedim.. Sonra bu kıza başladı..
"Ayyy Uska'ya halası gitmiş Amerika'dan vitamin almış jelibon şeklinde, sen git hepsini ye, iyi ki ölmedi ya hahaha! Hayatta grip olmaz ki bu!" dedi..
Lan!!! Ben kaldım böyle, ulan nerden biliyor, ben sadece buraya yazmıştım.. Kimseye de anlatmamıştım.. "Nereden biliyorsun ya?" dedim, "Uskadan." dedi, kaldım böyle.. Yahu ben kimse okumasın istiyorum tanıdıklardan, of of!!! Ne ara gördü de girdi acaba bloga, tüm yazıları okumuş bi de.. dediki "nenenin öldüğünü de uskadan öğrendim, öyle aradım seni." of yahu!

11 Kasım 2013

Olmasa da Olur Bir Yazı

Normalde hafta içi yazı falan girmek istemiyorum ama içimi cidden boşaltmam, böyle birisine falan bişeyler anlatmam lazım yani.. Geçen gün mim yaptım, Uska yazılarını mim olmasa göremicez diyenlere gelsin gülüm.. Aman bu çok sanatçıvari oldu!!
....
Bugün bi biyoloji yazılısı olmuşuz, allaaahh sana yemin ediyorum girdi.. Yok böyle bişey insafsızlığın dibi lan. Bak düşün, cumartesi akşam 6'dan tee gece 3'e kadar 20 sayfa not çıkardım ama tabi bunun uzun sürmesinde b ile konuşmalarım, twittera bakmalarım ve şarkı söylemelerim de var.. bi de üstüne pazar günü de çalıştım biraz.. Ama sınava bi girdim, yani var ya gitmiş nereye çalışmamışım onu sormuş.. tüm okullarda sorulacak soru çeşitleri belliyken benim lanet okulum nerde saçma soru var onu soruyor.. bi de sınava yönelik falan da değil, olsa açıp götümü kaşicam yemin ederim ama yok abi yok.. İnsanın emeğine sıçıyorlar, ben o kadar not çıkarmışım, hepsini oturup çalışmışım, tanımlar desen var, lan oluşma şekillerini bile belki sorar diye ezberledim ama neyi sormam dediyse hepsini sormuş.. ben bioya bayılan bi insanım, ilgimi acayip çekiyor ama cidden sorular götüm gibiydi.. hatta kıçım daha mantıklı, en azından bi görevi var yani.. 
....
son bombayı bilmiyorsun sen.. hani ben burada Adananın pek tanınmayan dershanesine gidiyorum demiştim, burslu kazanmıştım.. hatta kimse yerini bilmiyor diye bana sürekli "ay nerdeki bu" diye soruyorlardı.. hah! işte o lanet dershanem kapandı!!!
Bayramdan sonra herkese dershane vardı, çünkü o hafta ctesi pazar bayram değildi ama bize yoktu.. dedim lan noluyor, tamam uyduruk ama tüm Adana dershaneye gidecek ben evde oturcam buraya kadar güzel de, kesin bi boklar dönüyor..
çünkü 2 ay olmuş okul açılalı, bana daha ne kitap verilmiş ne bir şey.. haa! bi de diğer bomba da benim dershanedeki biyoloji ve aynı zamanda dershane müdürü olan örtmenimin kaçması oldu.. adam bildiğin bırakmış dershaneyi, gitmiş.. kurucu var beyaz saçlı bir şey.. O 1 hafta boyunca ilgilendi bizimle, sonra tatil verildi ve telefon çaldı.. daha doğrusu annemi aramışlar, konuşmuşlar..
"Alt kattaki xxx dershanesiyle güçlerimizi birleştirdik. Artık ctesi sabah, pazar öğlen dershaneye gelinecek. 08:50'de zil çalacak." demişler..
Tabii ki olayın gerçeği şu: "kııızz nassın iyisiin? bizim dershane vardı ya hani kıçım gibi, müdürü yerinden kaçmış, hah en sonunda 60 öğrenciyle bu iş yürümüyor dedik ve alt kata sattık öğrencileri. hadi hayırlı uğurlu osssun!!!"
Yani ben bunu anlayamayacak kadar salak biri miyim.. basbaya battı işte benim dershanem.. ama cidden düşünceli çıktı, yani iflas etti ve biz ortada kalmadık.. ama üzülmedim de değil. Çünkü sınıfta sadece 7 kişiydik!! ya bildiğin Vip gibiydi, hocaların bazıları iyiydi.. ama bazıları cidden boktu ya. Mesela geometrici vardı, adam örnek yazdırırdı ama öyle saçma sayılarla yazdırırdı ki.. gider "bi kenar uzunluğu 434543'ün karekökünün 2 fazlası olan karenin alanını bul." falan diye.. yani adam bildiğin deliydi yahu. bi de çok acayip manyak bir şeydi. tahtaya kaldırırdı beni, gider kazzık gibi soruyu sorardı, 40 dakika terler içinde soruyu çözmeye çalışırdım.. ve mesela herkes, bak aralıksız herkes ilk önce dörtgenlerden başladı, 2 ayda yamuğu bile bitirdi.. bizim manyak adam da o kadar yaşlıydı ki, müfredatı bilmiyordu, bize iki ay çokgenlerin özelliklerini anlattı!! Yani ben napsaydım Allah aşkına ya.. sınıfa bir gittim elimde çokgen testiyle, hocaya soru sorcam okulda, herkes "niye çokgen çözüyosun" dedi.. ben de kitaba bakınca öğrendim dörtgenlerle başlandığını..
.....
Bu kapanan dershanende en çok neyi özlüyorsun deseler kesinlikle o 6 arkadaşımı derim.. Bu yeni dershanemin ilk gününde, sınıf listeleri falan asılmıştı.. bizim bütün 6 kişiyi gitmişler derslik 2'ye koymuşlar, sadece beni alıp derslik 1 'e koymuşlar!! ya bildiğin hepsi beraber falan.. Tabi salak ben o zaman 1. derslikte iyi okullar var diye düşünmedim, ağladım hocaya gidip.
"hocceeaam allah aşkına onlar niye 2'de ben de 2'ye nolursun biliyonuzz" dedim, adam da "tamam hadi orda gir." dedi. derse bi girdim, adamlar ders işlettirmiyor!!! Kesinlikle bi alay etmek istemiyorum ama adam ip gerilmesinin ne demek olduğunu bu sene dershanede 3 kere sordu yani.. tabi ben bunu görünce hoop "hocam ya aslında 1. derslik daha güzel ha." dedim, gülümsedim ve hooop kendi sınıfıma..
sınıfta çeşit çeşit adam var yemin ediyorum.. sevmediğim bi dolu insan oluştu şimdiden ama naparsın direniyorum valla. Anneme gidip diyemem "beni burdan alll ben güzel bi yere gidimm" diye. durumlar pek iyi değil şu aralar, bi de burslu gidiyorum benim de katkım olsun birazcık.. 
bu dershanedeki öğretmenler kesinlikle daha iyi.. bir adam var, lan fizikten iğrenen ben artık fizik çözebiliyorum biliyor musun.. yani bazı konuları.. Daha hiiç geçmiş konulara dönmedim artık ne bok yicem bilmiyorum ama inşallah düzelecek.. 
Bir de hani eski geometricim var ya, lan adam 05 japon yapıştırıcısı çıktı!! Bu yeni dershanede de mezunlara giriyormuş.. şu anda en çok onlara acıyorum, inşallah istedikleri yer gelir çokgen işlemeyi bırakırlarsa..
......
PuCCa'nın yeni kitabını Dr'dan sipariş ettim, lan bugün bi giriyim dedim öylesine, sitede "temin edilemiyor." yazıyor.. lan ben ettim, hatta "12'sinde kargoya verilecek." yazıyor benim sitede.. bi sorun çıkmasın nolur gün sayıyordum ben çünkü ya.. 
.....
10 Kasım için buraya yazacağım çook şey vardı ama törene gittim, dershaneye gittim zamanım kalmadı.. Dershanem öğlen diye törene gittim okulda ve resmen utandım.. koca okuldan bizim yaşımızda sadece 6 adam gelmişti, o da bizim sınıftan.. küçüklerden de vardı birkaç kişi.. hocalar şarkı söyledi, konuşmalar yaptı, 9lar şiir falan okudu. Çok duygulandım açıkçası.. hayatta kaçırmam ben bu törenleri okulda, kendime bi görev edindim çünkü.. 
Atatürk benim başkahramanım, hatta hepimizin öyle.. Gerçekten de 1881'den sonsuza kadar yaşayacak.. Sen rahat uyu be Atam, emanetlerin için senin düşüncendeki herkes el ele çünkü! 
....
Gittim Kahraman Tazeoğlu'nun Mavi Ev romanını aldım.. İncecik bi kitap, tek günde bitti zaten. Anam o neydi öyle.. Kitabın başında "5. sınıfta ben bu kitabı yazarken bana gülen herkese" gibi bir şey yazıyor.. Cidden kitap okutuyor kendini ama bazen hayretler içinde okudum.. bunu 5. sınıf öğrencisi nasıl yazmış!!1!!1! İçinde "ikiz kardeşinin dilini kesip merdiven altına koymuştu." gibisinden bi cümle vardı.. Ama kitap sonu itibariyle hem farklıydı, hem de bir garipti ya. Ben beğendim, bugün de inşallah Kıyısızlar'a başlicam.. 
.....
Eve sonunda bilgisayar alındı lan!! 12 senelik, hani böyle alt tarafı aha kafam kadar kalın laptoplar vardı ya, hah! işte onu kullanıyordum. bir gün oturdum, bloga yazı yazıcam, açtım bilgisayarı, interneti algılamıyor!! Dedik noluyor, sonuçta wifi mı var bilgisayar da o kadar senelik, kablolu internet kullanıyorduk onun için.. İşte açtım falan, kablolar takılı ama "sayfa görüntülenemiyor." çıktı. Aradık internet elemanlarını, geldiler, bilgisayardan dediler başka bilgisayarda deneyip.. babam da internetten maalesef at yarışı izliyor, gitti aldı bilgisayar.. Valla mutluyum, bazılarınızın bloglarının temasını falan daha yeni keşfediyorum biliyor musun.. 
İnsanın hızlı bilgisayarı olması ne güzelmiş.. eskisinde mesela youtube'da video açardım, adamlar kaplumbağa gibi olurdu.. ve ben anca 144 kalitede izlerdim, şimdi çok güzel, valla bambaşka bi duyguymuş efenim.. hem klavyesi daha yumuşak..
.....
Noldu ya sanki benim bi yazılım vardı yarın.. Hah!!! Kimya olum kimya.. O kim ya, diye bi espri yapıp kusturmak istemiyorum seni.. Susayım artık yoksa yazdıkça yazıcam..

8 Kasım 2013

Hakkımda 20 tane gerçek.. -Mim-

Hakkımda 20 tane gerçeği yazıyorum şimdi de. Yarın da son durumum hakkında bilgi vericem inşallah.. Loverk mimlemiş beni sağ olsun, hadi bakalım..

-Kendimi bildim bileli egoist insanlardan nefret ettim.. Daha doğrusu, ya bir insan kendine bakıp öyle konuşmalı. Burnum kötüyse burnum kötü diye kendi kendine söylemeli.. Yani tutup da dünyanın en boktan burnuna sahip olup "ay estetiğe ne gerek var.." dememeli. Kendisiyle barışık olmalı. İnsanlara kendisi bi boka benzemediği halde bok atmamalı.. Aynaya bakmalı yahu. Nesin sen lan, nesin, kimsin de sen beni/arkadaşımı/dostumu üzebiliyorsun?! Onlara bok atıyorsun.. İlk gerçeğim sanırım egoistlerden nefret edişim..

-Derste yanımda sevgilim oturuyor ya, yemin ediyorum onun bacağı benim bacağıma değmeden ders dinleyemiyorum.. Onu da geçtim, ona her ders mutlaka 2 kere "seni herşeyden çok seviyorum ben" diyorum, alışkanlık mı oldu, bir şey oldu yav.

-Jelibona öyle böyle değil, öküzler gibi bayılıyorum.. Bi ara yazlıktan bi arkadaşım bana tam 80 paket jelibon almış gelmişti.. Mesela birileri sorar bana "gelirken ne alalımm" diye, cevap hep jelibon. Ama kolalıyı pek fazla sevmiyorum.. Niyeyse bana tadı tozlu gibi geliyor yav. En güzeli can simidi, solucan, meyve, belki kola.. Hani sevmiyordun lan Uska..

-Hayattaki en büyük pişmanlıklarımdan birisi bu blogu hiç okunmuyor diye twitterımda paylaşmam oldu.. Herkes öğrendi, hiç rahat yazamıyorum abi sinir oldum.. Keşke kimselere söylemeseydim de düzgün düzgün yazsaydım ama yok işte yaptım bi salaklık..

-Sabah uyanır uyanmaz ilk işimin telefonla wifi'ya bağlanıp PuCCa'nın profiline girmek olması da ayrı.. Onu her şeyden çok seviyorum.. Bi ara sadece konumuz PuCCa olacak, haberin olsun..

-Sesim bokun boku olsa bile günde en az 5 şarkı söylemeden uyuyamam.. Sonra elime tahta kalemini alır, en iyi yazar/en iyi çıkış yapan sanatçı ödülünü alırım.. Kendimle röportaj yaparım hatta, lan manyadım iyice..

-Okul için yazdığım tiyatrom vardı, 2 tane kitabım vardı çook eski bilgisayarımda.. Ama noldu? Bilgisayarım çöktü.. Tüm her şeyim silindi.. Bi ara tüm hevesimi kaybettim, hatta psikolojim bozuldu ya.. Onca sayfa, onca emek, onca parmak ağrısı.. Ama sonra toparlandım işte.. 

-Geceleri kitap okumadan ölsem yatamam.. Yani gözümden uyku aksa, hatta uyuyakalsam yine kalkar okur, öyle yatarım.. Piskopatın dibiyim lan.. Ve okuduğum bi kitabı tekrar okuyabilirim.. PuCCa'ların her birini 9 kere okudum lan.. Kütüphanemi de ünide götürmek istiyorum, valla süper kitaplarım var, sabah kalkar bi bakarım..

-En az 20 tane twitter hesabı açmışlığım, hile gibi yollara başvurmuşluğum, birisi tarafından dolandırılmışlığım vardır.. Bi twitter hsabım kendi kendine twit atmıştı, "lan salak şifreni değiştir" diye, o zamandan beridir yeni hesap yoook.. 

-En sevdiğim dersler bio ve matematik.. Fiziği bu sene sevmeye başladım gibi gibi ama kesin değil hemen kara vermeyim.. Geometri biraz zorluyor sanki.. Ama Türkçe çözmeye bayılırım, oturduğum yerden Türkçe çözmüşlüğüm vardır yani.. İnkılap tarihini de çook severim, Atatürk var çünkü.. Ve Japonca öğreniyorum kendi kendime.. Şu an 2. seviyeye geçtim.. 

-Yazılı haftası hep kabız olurum lan.. Mesela bende şey var, hayatta gece 12 1 gibi tüm her şeyi bitirip çalışamam.. Saat 10'dan uykum gelir, gözyaşlarım kitabın üzerine damlar o derece.. Bende yatarım, sabah 3 4 ayaktayım, yazılı çalışmaya öyle devam ederim.. Valla sana önerim, sözel dersleri sabah çalış, acayip kalıyor aklında..

-En en sevdiğim özelliğim kafamı bi yere gömdüğüm an ağlayabilmem.. Anında ya, yemin ediyorum birden gözyaşı fırlıyor gözümden.. Ağlarken konuşursam bir daha benle konuşmazsın gibi geliyor.. Anlaşılmaz çünkü ben ağlarken konuşuyorsam.. Ve ağlamak demişken, sanırsam ben kronik gribim lan.. Her daim insanın burnu tıkalı olur mu, sümkür boşalt yapmaktan ölecem bi gün.. Annem "beynini akıtacan eşşoleşşekk" diye bağırır sürekli..

-Kendimi bildim bileli uykum var.. Her an uyuyabilirim, bi kere din dersinde uyumuştum.. Uyumayı cidden çok seviyorum lan.. Ama annemin "mezarda çok uyican kalk eşşoleşşeek" çığlıkları sayesinde pek mümkün olamıyor.. 

-Bir şeye taktıysam var yaa aboo herkes yanar.. Tek konuştuğum şey o olur. Bi ara Merve Boluğur'a takmıştım, (Hala bitiyorum senin için mervee, bokunu ver yeyiiimm.) sırf onun telefonu blackberry diye ben de almıştım.. Resimlerini bilgisayarıma telefonuma indirmekten çökmüştü, hafıza kartım pert olmuştu.. 

-Marilyni PuCCa ile sevdiğimi düşünenler olmuş. Ben Marilyn'i tee ilkokuldayken arkadaşımın tuvalinde görüp sevmiştim.. Sonra hayatı, yaşadıkları, hakkında yazılan kitaplar, videoları,filmleri, derken bi baktım karının hastası oldum.. O hayatına tutunuşu, o tatlı tavırları, ses tonu.. Beni benden almıştı.. Odamda şu an heykeli, kutusu, 3 tane kazzık gibi posteri, 3'lü resimli seti, kitapları hatta tepsisi bile var..

-Şarkı söylemem ama müzik kulağımın olduğuna inanıyorum. İlkokuldaki öğretmenim de öyle derdi.. Mesela bi müzik dinleyim, melodika/org/piano hepsinde çalabilirim.. Hem de tamamen kendi kendime.. Parmaklarım kendi kendine oynuyor sanki.. Ve benim sadece melodikam olmuştu ama çalışınca diğerlerini de çalmayı öğrenebildim işte..

-Kendimi hiç elit bi insan olarak görmedim, göremedim.. Marka kıyafetlermiş, yok işte Sıtarbakslarmış, kulağımda kulaklıkla cono gibi kulaklıkla dolaşmalarmış.. Hello cello muyum ben lan?? Bi öğretmenim bana, "oğlum çingenemisin seen" diye bağırmıştı.. Mutluyum ben halimden.. Yapamıyorum o kadar lükste zaten. Lüks de onlara kalsın Allah aşkına ya..

-Etrafımda onlarca insan olmasına rağmen kendimi niyeyse hep yalnız hissettim. Neden bilmiyorum ama hep yalnızdım ben.. Kendi düşüncelerime uygun dost bulamadım diyedir belki de ama şu an etrafımdakilerle mutluyum Allaha şükür.. Yalnız değilmişim onu da anladım.. Ve yalnızlığı seviyorum ben sanırım.

-Hayal kurmazsam ölürüm gibi geliyor niyeyse.. Hayallerimle varım ya ben. Gülse Birsel'den saristlik dersi, Derya Karadaş'tan oyunculuk deri almışlığım, PuCCa ile tanışıp vakit geçirmişliğim var benim be. Sanırım böyle mutluyum ben. 

-Kıskançlıkta doruklara vardım B ile olan ilişkimde sanırım. Bi kere kıskandığımdan ağladığım, hatta elimi kanatmışlığım var sıkmaktan.. Mesela okulda biri buna merhaba mı dedi, kimsin lan sen diye çocuğa sorular soruyorum.. Kıskançlık cidden başa aşırı bela.. Var mı abi, öküzsem öküzüm yani çok üzgünüm ama öyle.. Kıskanmayan erkek de ayrı zaten.. Bi sürü arkadaşım bana gelmiş sevgi gösterisi yapıyor.. Kıskançlık sevgi göstergesidir, sevgi gösterisi değil ki.. Gerçekten kıskandığın zaten senin hayatındadır, kalanı mühim değil..