5 Şubat 2016

"Feysbuk" alfabesinin bendeki korkunç etkileri!

Arkadaşlarıma gururla söylediğim bir laf vardır: "Benim ergenliğim sizinki gibi ağır geçmedi, çok şükür!"
Sondaki 'çok şükür' diye okuduğunuz ve benim de şuursuzca söylediğim kelime grubuna dikkat etmenizi istiyorum. Tamamen yalandır, kocaman bir palavradır, 'yalandan kim ölmüş ki'dir!
Bu lafı böyle gururla söylememin tek sebebi, bizim kuşağın o yıllarda sosyal medyada alfabemizdeki yirmi dokuz harfin sadece yirmi bir tanesini kullanmasına rağmen; ergenliğine daha yeni girmiş, bu yeni 'sosyal medya dili'ni çözmeye çalışan bir garip bendenizin alfabedeki harflerin tamamını kullanmasıdır.

Feysbuk, feysbuk; her gün aradım durdum!
Sosyal medyayla tanıştığımda 11 yaşında filandım. 11 yaşına kadar bilgisayar ve internet namına bildiğim şeyler mayın tarlası oynamak, Grup Hepsi şarkıları dinlemek ve o hazır daireleri, kareleri kullanarak bana göre 'Siz sanattan ne anlarsınız!' türünde, başkalarına göreyse oldukça anlamsız resimler yapmaktı. 
Ancak okulda herkesin dilinde "feysbuk"un olması, sosyal medyayı öğrenmeye dair duyduğum ihtiyacı artırdı. 
Dayanamadım, annemden bir milyonumu -o zamanlar milyon vardı!- kaptığım gibi kendimi evimizin arkasındaki internet kafeye attım.
Artık ben de hazırdım. "Ayşe, fotoğrafımı gördün mü, 6 kişi beğenmiş. Kıs kıs kıs!" ya da "Duvarıma bi' şeyler yazsana yaaaa!" sözleri bana da yabancı gelmeyecekti.
Üye oldum ve artık ben de bir "feysbuk" sakiniydim.
Hiçbir şey anlamadığımı belirtmek isterim. Ekran bana bakıyor, ben ekrana bakıyorum; nereye tıklayacağım, nereye basıp o fotoğraflara ben de bakacağım, hiçbir şey bilmiyorum! "Feysbuk" sakini gibi değil de, turisti gibi duruyorum yani!
En sonunda kurcalamaya başladım. Nasıl bir şeydi böyle? Oyunlar vardı, testler vardı, küçük bir ergenin eğlenmesini sağlayacak bir şeyler vardı. 
İlk bulduğum şeye tıkladım.
"Hangi hayvansınız?" testi...

Hayatında matematik testi çözmemiş ben, test bağımlısı oluyordum!
Çok pişmanım! Tıkladığım için değil, testi sanki gerçek bir soru bankası çözer gibi pürdikkat çözüp sonucuma gururla baktığım ve üstüne üstlük bunu "At çıktım, boyum uzun diye herhalde!" yazıp duvarımda paylaştığım için.
Sonrası mı? "Hangi hayvansınız?" testi bitince "Hangi Sihirli Annem karakterisiniz?", "Hangi meyvesiniz/sebzesiniz/süper kahramansınız?" ve hatta "Hangi baharatsınız?" testleri ve benim bilgisayar faresiyle olan büyük aşkım... Okulda ders dinlemeyen, evde tek bir soru bankası olmayan ve toplasan o zamana kadar iki tane bile test çözmemiş olan ben, o gün, bir milyonumla açtırdığım masamda bir saatlik sürem bitince "Testlerim yarım kaldııııı! Ühüüü!" diye hıçkıra hıçkıra ağladım.
O günden sonraki her gün annemden bir milyon alıp o internet kafeye gittiğimi ve test çözdüğümü söylememe gerek yok sanırım. "Feysbuk"ta bulunma amacım buymuş gibi hissediyordum, fotoğraf paylaşmaktan ziyade hangi hayvan olduğumu paylaşmak filan gibi yani!
Ancak rahatsız olmaya başlamıştım. Benimde artık bir "feysbuk" hesabım vardı ama insanların sohbetlerine dahil olamıyordum. Acaba testte Sihirli Annem'deki Çilek çıktığım için beni aralarına almıyorlar mıydı?
Düşünmeden edemiyordum...

'Feys' dedin mi akan sular durur.
"Paylaştığı sözü gördün mü, kesin bana yazdı, heheühehü!"
"Harfleri büyüklü küçüklü yazmasına aşığım yaaa!"
İnsanlar ne diyordu? Buna bir çözüm getirmeliydim artık. 
Ve en sonunda yapmam gereken şeyi yaptım. Hayır tabii ki, akıllı uslu bir çocuk olup "feysbuk" hesabımı kapatıp derslerime bakmadım. Bir "ergen" olduğum için bu işin üstüne gitmeye karar verdim!
Bir arkadaşımı kendi sırama çağırdım ve yıllardır herkesten saklanan çok önemli bir şeyi soracakmış gibi eğildim: "Ben bir ay önce bir 'feysbuk' hesabı açtım ama ne yapmam gerektiğini bir türlü anlamadım." dedim çaresizce. 
Kendimi iyi hissetmiyordum ancak dünyanın "feysbuk" etrafında döndüğünü hissediyordum.
Bana her şeyi ayrıntısıyla anlattı. Bugün beni arkadaş olarak ekleyeceğini ve sonra herkese önereceğini söyledi. O ne demekse artık!

Mutluluk gözyaşları ergen Tolga'nın gözlerinden akıyor!
Okul çıkışı annemden aldığım bir milyonla ve üzerimde bana bol gelen kırmızı eşofman takımımla, yine yollardaydım! 
Ve "feysbuk" hesabımı açtığımda ağzımın kulaklarıma vardığını hissettim. Artık on'a yakın arkadaşım vardı! Ben de sohbetlerine dahil olabilecektim, çözdüğüm testlerin sonuçlarını heyecanla paylaşabilecektim!
Lakin 'ana sayfa'ya tıkladığımda büyük bir sorunla karşılaştım.
İnsanlar Türkçe konuşmuyordu. Daha da kötüsü, ben Türkçe'den başka bir dil bilmiyordum! (Suçu kendinde arayan bir ergendim yahu.)
"Mrb cnm, nbr" yazmıştı bir arkadaşım diğerine. Evet, harfler bir yerden tanıdık geliyordu ama bir şeyler eksik gibiydi... Ya da "bgn nie glmdn" cümlesinde garip bir görüntü vardı, bilemiyorum.
Kafayı yemek üzereydim...
Ve en sonunda çıldırdım!
"Feysbuk"un nasıl kullanıldığını sorduğum arkadaşım bana mesaj atmıştı. Ona göre dünyanın en anlamlı, en 'az lafla çok şey ifade eden' ve en güzel mesajı; bana göre de 'yazar bu cümlede ne anlatmak istemiş?' diye sorduğum, anlamsız bir mesaj: SLM.
Ne yapmalıydım? Acemi gibi duramazdım. "Hahahayyyt, ben buraların eski toprağıyım ayol!" imajını vermeliydim. Ergenim ya, her şeyden anlıyorum ya!

Yine ne yaptım da olmadı?
Yarım saat boyunca ekrana baktım. 'S', 'l' ve 'm' sessiz harflerinin yan yana gelmesiyle oluşan bir sözcüktü bu. Belki de sözcük bile değildi... Ve sonunda bir şey fark ettim, sesli harfler yoktu!
Belki de "feysbuk"ta kural buydu. Sen, seçtiğin sesli harfleri sessiz olanların arasına getirip kelimeyi bulmaya çalışıyordun. Olamaz mıydı? Olabilirdi, ergenken her şey mümkündü. 
Ancak, cevap veremedim ve sürem bitti. Kalkıp eve gittim ve yarın okulda arkadaşıma ne demek istediğini sormak için kendime söz verdim.
Bu işin peşini bırakmayacaktım! İdealist ergenlerin başını ben çekiyordum!
Ertesi gün, kendimi arkadaşıma harflerin anlamını sorarken buldum. Birinci sınıfta gibiydim, çömezdim, bir tek elimde "gnydn", "mrb", "tlg bna bk."." yazan birkaç fiş eksikti!
O da bana aynen şöyle açıkladı: "Biz 'feysbuk'ta sesli harfleri kullanmadan yazıyoruz çünkü hem daha kolay, hem daha hızlı. Haaa, bi' de çok havalı görünüyo, di mi?"
Havalı mı?! Bunun neresi havalı? Ayrıca siz daha hızlı ve daha kolay yazacaksınız diye ben neden kendimi okuduğunu anlayamayan bir ergen olarak düşünüp depresyona gireyim ki? Kimsiniz siz yahu!? Terbiyesizler! Alooo!
O gün, kendime bir söz verdim. Ergenliğim boyunca alfabeyi katletmeden sosyal medyada var olacaktım. Ve şaşırtıcı bir şekilde, kendime verdiğim sözü tutum.
Bu yazıyı yazmama vesile olan olay, "feysbuk" hesabımda dolanırken yaklaşık 6 yıl öncesine kadar inmemdir. Arkadaşlarımın bana yazdıklarını ve benim paylaştıklarımı görüp gecenin bir vakti çok güldüm.
Yalnız anlayamadığım bir şey var. Ben neden "Hangi baharatsınız?" testinde 'kimyon' çıkmışım yahu?

7 yorum:

  1. Özlemişim yazılarını uska :D
    Keşke ben de senin gibi olabilseymişim o yıllarda, sanırım l harfini büyük yazdığım kısa bir dönemcik bile var. Unutmaya çalışıyorum sadece...
    Ayrıca gayet iyi bir tanıtım olmuş, reklamın iyisi :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de seni çok çok özledim! Unutamaya çalışmak diye bi şey yoook, unutman gereeek:Pp Teşekkür ederim kocaman Titaniam ^_^

      Sil
  2. Sen kitap çıkart ya alalım güle güle okuyalım :) ben olaya geç girip direk adapte olanlardanım :) tabi bazen bende yazar burda ne demek istedi diye sekiz sesli harfle olabilecek kombinasyonları deniyordum :))))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ya o nasıl bir ilk cümle, güldüysen çok mutlu oldum ben de ^_^ Benim denediklerimin yanında hiçbir şey bence...

      Sil
    2. Devrik cümlelerin efendisi olarak cümlelerime çok takılma :) valla bay zor geçmiş ergenliğin asdfg arda dön bir uğra buralara ;)

      Sil
  3. Sen yayınlıcak mısın kesin kitabını anlastın bir yayın eviyle falan?

    YanıtlaSil