17 Ağustos 2016

İstanbul'dan bildiriyorum!

İstanbul'daydım. Geri dönmek istemeyişimi, dönüş biletimi iptal ettirmek için anneme yalvarışımı daha sonra anlatırım. 
Okula kaydoldum. Bu arada, yol gerçekten uzun sürüyormuş İstanbul'da, onu anlayabildim. Yeni geldiğimden midir nedir, etrafı ağzım açık bir şekilde seyrederek gidiyorum, zaman hemencecik geçiyor zaten. Okula giderken, yolda yanıma bir kız oturdu. Adama "İskele." diyip parayı uzattı, ben de vapura bineceğim diye "İskele, şu vapurların kalktığı yer di mi?" diye rezil bir soru sordum... Sonra bir baktım, kızla baya baya konuşmaya başladık. Finans okuyormuş, İstanbulluymuş, ilk başta sudan çıkmış balığa dönecekmişim ama alışacakmışım, James Franco'ya benziyormuşum... Bunu bana söyledi, "Ama o yakışıklı, istersen bir daha bak." diyip poz verdim. Ya var ya, rezil üstüne rezilim resmen. Kız iltifat ediyor, "Gözlükçünü değiştirmeni öneriyorum." diyorum. Burcumu sordu, çok merak etmiş. Sonra da beraber indik, vedalaştık. 
Kayıt için 7'de uyandım diye ağlamıştım. "O saatte uyanılır mı?!" diyerek. Okulun kapısından girdim, önce tabii ki yol özürlü olduğum için yanlış yere gittim. Güvenliğe söyledim, "Kayıt için geldim." diye, "Şurdan git, dümdüz yürü, göreceksin." dedi. Anam anam bu ne! Ben okula 9.30'da vardım, erken gireceğim diye sevinirken; bir sıra var ki, abooo! Bu kadar insan, herkes konuşuyor, güneş yakmıyor ama yakası var, sıranın ön ucu görünmüyor... 
Sırada elimde telefonla beklerken, bir şey duydum. Bir kız, yanındaki çocuğa "Geçersin hazırlığı bence." dedi. Ben de baya merak ediyordum, direkt atladım: "Ya sen bu üniversiteden misin, sınav zor mu, geçilmeyecek gibi mi, geçerim di mi?" diye. Kızı soru yağmuruna tuttum resmen. Meğer, çocuk okula yazılmaya gelmiş, hem de benim fakülteme. Kız da arkadaşıymış, yanında olmak için gelmiş. Ben de gariban, tek gelmişim. Tanıştık, konuştuk uzun uzun. İstanbul'u yazma nedenime "Deniz var çünkü, Adana'dan alışkınım." dedim, çocuk Ege istiyormuş ama ucundan kaçırmış. Denizli'denmiş. Kızacaksın ama, ben Denizli'de deniz var sanıyordum. Yokmuş ki meğer, rezil oldum bunu söylediğimde. 
Neyse, yarım saat sonra bir baktım, kaydolmuşum! Biraz fazla orijinal biliyorum ama, bir poşet içinde bana defter, kitap ve diş macunu verdiler, diş hekimi oluyorum diye. 
Uçağıma daha zaman vardı, okulu gezmek istedim. Baya baya büyük, özel okul gibi. Ha bu arada, benim kendi fakültem burası değil. O dağın başında maalesef. Orayı görmeye gidecektim ama kuzenimin "Taksim mi orası mı?" sorusuna tabii ki "Taksim!" cevabını verdim. 
Bu arada, İstanbul'a bayıldım. Taksim'de sanat galerileri gezdim, kitapçılardan çıkmadım. Postercilerden ayrılmadım, defter almaktan ciğerim soldu. Vapura biniyordum, o kadar güzel ki, sonra tekrar biniyordum. Tek yaptığım şey denizi seyretmek üstelik. Dur dur, okula devam ediyorum. 
Kafelere, kantinlere baktım. Binalarda dolandım, kütüphaneye girdim. Klimalıydı, valla kitap okudum koltuğa yarı uzanır vaziyette. Dışarıdan bakan, yeni kaydolmuş değil de; yıllardır bu okuldaymış gibi düşündü muhtemelen. 
Sonra, 7 aydır beklediğim bir şey vardı. Onu gerçekleştirdim, hiç bitmesin istedim. Biliyorum, çok konuştum, susmadım; ama elimde değildi. 
Havaalanına, hayatımda bir ilki gerçekleştirerek tam 4 saat erken gittim. Ben normalde, bir yere 4 saat geç kalan bir insanım sonuçta. Dünyanın en mutlu insanıydım okuldan ayrılırken. Kafamdaki onca kara şey, dağılmıştı. Huzurluydum, yüzüm gülüyordu. Ya sanırım ciddi ciddi mutluydum. Yanında sehpa falan varsa vursana, rica etsem. 
Şu an için, önümü yine göremiyorum. Ama eskisi gibi, önüme bakarken artık saklanmıyorum. Kendimden daha emin adım atıyorum sanırım, başardım çünkü. Başardım lan! 

6 yorum:

  1. Tebrik ederim genç adam! Çok ama çok mutlu oldum güzel haberlerini alınca :) İstanbul'a kendini kaptırıp unutma buraları, beni beni Bihterini, aplanı! E mi genç adam ^^

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ablacım, çok çoook teşekkür ederim, iyi ki varsın sen :)

      Sil
  2. İstanbul'da atıyorum haftasonu için bir plan yapacaksan 1 saat yolu gözden çıkar, sen farketmiyorsun en başta etrafı izlerken sonra günün telaşından ama o süre geçiyor çabucak.
    Ama şimdi sen böyle bahsedince özlediğimi farkettim şehri, benim de çok az kaldı gitmeme. Her ne kadar bu sene sınav falan derken gezemeyecek olsam da yaşaması bile güzel ki.

    YanıtlaSil
  3. Kayıt işlemi sırasında rezil olan tek sen değilsin! :D ben de gs'li e-mailim yüzünden zor anlar yaşadım...Kadın demez mi ''gs'lileri almıyoruz'' diye. Zaten utanıyorum ama verecek başka yok... :D Sonra üniversite hastanesinden rapor almaya çalıştım 1 hafta sonra çıkar deyince(o sırada babamla konuşuyorlardı) camdan kafamı sokup,heyecanla ''ama ben bu okulu kazandım! olmaz ki! 1 hafta sonra kayıt bitiyor!'' diye bağırdım... daha neler neler...
    blogunuz çok güzel bu arada :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sen daha güzelsin ^_^ o sağlık raporu saçmalığı kayıt gününün tek gün olması saçmalığı offf daha neler neler

      Sil