31 Ocak 2014

İyi değilim, hem de hiç.

Tatil başladığından beri evde değildim.. Daha yeni geldim sayılır. 2 gün hani uğruna saçımı üçe vurdurduğum kuzenim vardı ya, kardeşim diyordum, hah işte onlarda kaldım. Çünkü Amerika'ya gidiyor ve ben ciddi anlamda bok gibiyim.. 6 aylığına halamla beraber gidecek. Bi anda böyle bi karar verdiler, hiçbir bok anlamadım, her gün sarılıyoruz özlerim seni diye. Ağlamaktan ciğerim soldu, zaten o Amerikan vatandaşı, orada doğdu ama doğar doğmaz döndüler. Yani anlayacağın bok gibi hissediyorum, yalnız kalacağım diye korkuyorum, orada ona bakamazlar diye ürküyorum, sanırım ben bu salağı her şeyden çok seviyorum ya.. Hani bi söz vardı ya, "senin mutlu olmana, ancak senden bir şey alacakları zaman izin verirler." diye. Resmen bana yazılmış. Sen o kadar PuCCa Adanaya geldi diye kıçını yırt mutluluktan, git kendi yazdığın kitabı ver, seni twitter'da takip bile etsin ama kardeşin Amerika'ya gitsin. Olacak iş mi bu.. 
Her gün onunlaydım, çok istedi diye onunla beraber kaldım, eğlendik falan, güzel geçsin diye uğraşıyorum yani. Ama yine de her boka kavga ediyoruz, bi de bi fena allah allaaah ağzına vurucam o olucak. Aileden de blogu bi tek o biliyordu, daha küçük ama söyledim, kitap yazdığımı görünce eline aldı, sarıldı kitabıma resmen, canımın içi. "Abim kitap yazmış anneee" diye bağırmasaydı romantik anlar bozulmayacaktı. Sonrası dayak, üzüntü, tükürük, tekme vs vs.
Sonra kuzenlerim aradı, işte biraz bu tarafa gel diye. Dedim bu fırsat kaçmaz, haftaya da düğünümüz var kuzenim evleniyor!! Herkes ne giyecem derdinde tabi. Ben gittiğim akşam dedim ki gelin içelim. Normalde çok seven bi insan değilim, bi kere benim yaşımdaki adam bana dertten kederden kazıktan bahsetmesin.. Ya bağımlı olmuştur ya da özentilikten içiyordur yani, derdi ne olacak, en fazla bülbülüm 5 santim, sevgilimden ayrıldım falan.. Kendi küçüklüğüm diye söylemiyorum, yeminle izlerken içersin yani, ama bu sefer ben Bora gidiyor diye içmek istedim.. 2 tane extra aldık bi de minik minik bardaklar, güya fondip yapacaz. Ben 1.yi bitirdim, anneeem bi çişim geldi, ayağa kalkmak istedim, yok! her yer dönüyor resmen. Bi de ağzım mı gevşemiş bi şey olmuş. Konuşamıyorum, sadece gülüyorum.. En son hatırladığım bacak kıllarımı açıp "kıllııııığğ" diye haykırdığımdı, sonrasını anlattılar, ne ben yaziyim buraya rezilliğimi ne sen oku..
.....
Hani bi insanla küstükten sonra özleme evresi olur ya.. Aynısını yaşıyorum, o evreye geldim. Ulan var ya bende şans olsa bu okula düşmezdim yemin ediyorum! Anlayamadığım nokta çocuktan özür diledim ya, resmen özür diledim ve o cevap vermedi, hatta "engellemiş bile olabilirim" dedi. o başka bi arkadaşıyla daha küstü, çocuk bunun suratına bile bakmadı, bizimki paşa paşa sarıldı çocuğa, özür diledi. Ben süründürmek isteyen bi insan değilim, ulan ben benim yaptığım şeye üzülen arkadaşımı düşünüp geceleri uyumadığımı bilirim.. Yani, çocuğa hiç bişey yazmasaydım daha mı iyi olacaktı acaba. Hâlâ çocuğun egosunu nasıl okşadım buna inanamıyorum.. Bırakacan öyle ama neyse.. Bi de üzüldüğüm, lan bizim evde kaldı, bi arkadaşına üzüldü diye sen git teselli et, annen baban tanışsın, burnu boka battığında git babasıyla konuş, adam senin mesajına cevap vermesin.. Tüm yaptıklarım feda olsun ona, bi şey olmaz ama çok batıyor biliyor musun? Umarım mutlu olur, ne diyim daha ya.
.....
Kitabı PuCCa'ya verdikten sonra bi arkadaşım öyle bi twit attı ki, her okuduğumda duygulanıyorum ya.. 
"İlerde Uskanın kitabı için imza günü düzenliceğiz ve ben yine stand görevlisi olacamm :))"
Beni bi gör, abo, nasıl mutlu oldum, onu seviyorum buradan da yaziyim..
Bi de PuCCa beni takip etti. Ona zaten apayrı bi sevinç. Yaklaşık 21 kişiye PuCCanın kitabımı görünce verdiği tepkilerin fotolarını attım, insanların başı şişti ama olsun..
Bunu da çok yakın bi arkadaşım attı..
"Uska'nın PuCCaya kitabını verirken ki mutluluğu der susarım."
Her şey çok güzeldi yani. Bi tek Bora kalsaydı ya?
.....
Şu kimliği öğrenme hadisesine gelince.. Sağ olsun, benim deli Titaniam, sen tut benim kimliği bulll.. Şeytan mıdır nedir yahu! Ama benim için pek bi sorun yok aslında, olsun yani. Aramızda bi sır olarak kalıcak, ama sormadan edemicem, ne kadar tipsizmişim di mi????
Bu arada çook tatlı bi mail aldım Havlayan Karınca'dan. Tekrardan teşekkür ederim o yorumları için, gözlük çok tarz duruyor sende kardo!
.....
Malum, seneye sınav hazırlığı.. Hepimiz harıl harıl en ucuza en iyi neresi diye düşünüyoruz.. Bi yanım diyor ki Uska sen seneye sınava öylesine bi gir, diğer sene okulsuz harika yürütürsün.. Diğer bi yanım da Uskacım, mal olma, bu seneden git iyi bi yere, eşşek gibi çalış, bi bakarsın ilk seneden Eskişehir gelir, hı?
Tüm yanlarıma daha soracak olursam, ben ilk sene eğer kazanamayıp boku yersem depresyona girerim. Hem de öyle bi depresyona girerim ki... İlk seneden kazanmak için her şeyi yapmaya hazırım, çok mu şey istiyorum yahu, Eskişehir Ogü Tıp yani, çok şey istiyormuşum evet...
Dün annemle konuştum, normalce bi dershaneye yazılıcaktım. Sonra annemin arkadaşı aradı, bunlar baya bi konuştular, annem yanıma geldi koşarak, "senin dediğin dershanenin vip'i çok iyiymiş, oraya git" dedi. Aboooo, anne, kafam yine karıştı. Bi kere ben babamın çok ödemesini istemiyorum, bi tek dershaneyle bitmicek çünkü, kitabı yemeği yolu her boku var.. Ama bi yanımda sanki burası iyi olacak diyor.. Neyse, sabah annemle ben buluştuk xxxxx vip'de.
Girdik odaya, kadının dediği miktar şöyle. Şimdi ben xxxx'in dershanesinden yüzde 50 almışım, o indirimin de yarısı burada geçerliymiş. Eğer nakit vereceksem, 7.500, (ki nakit o kadar parayı görmedim) taksitle 10.000... Dedim anne yürü gidelim. Bu ne lan, ev kirası yemin ediyorum. Bi anda ne oldu ne bitti anlamadım, en son annem kadına "aşkısı bana bak sen bana" gibisinden manyakça bi şeyler diyordu ve taksitle 6.500'e anlaştık.. Üstelik bir buçuk sene.. Bu seneden başlıyorum hem de.. E daha ne olsun?!
Bu arada sınav yılı allah belanı versin! Kadın bana dediki "anan babandan çok bizi göreceksin, sadece pazartesi olmayacak onda da sınavın olacak, kalan her gün bizimlesin. bi tek salı günü soru çözümü ve rehberlik yapacağız, kalan günler full ders.. asosyal olmak zorundasın, başka şansımız yok ki. İlk 1 buçuk aydan sonra gece 11'e kadar kalacaksınız.. İstediğin kadar birebir al, sen bana emanetsin, fiziği de merak etme." bunun gibi bi ton laf söyledi..
Yani diyeceğim şey, buraya yazıldım ya, seneye bloga ne ara yazı yazarım bilmiyorum.. Lan ben yazmazsam ölürüm! Haftasonu yazıcam herhalde, artık ne yazacaksam.. "bugün de çok yoruldum, fizikçi beynimi niki niki etti" mi?
Hepimize başarılar vallaha...

20 Ocak 2014

PuCCa, Kitap Fuarı, İmza Günü, Anlatacaklarım Var

Dün, herhalde bu zamana kadar geçirdiğim en güzel, en tatlı günü yaşadım.. Abi PuCCa'ylaydım bunun başka bi şeyi olabilir mi ya.. En baştan anlatıcam sana şimdi, yazı uzun olucak ama kısmet yahu..
Cumartesi günü gelmiş, daha ben ne kitabı bastırabilmişim sınavlar yüzünden ne bi şey, ortada hiçbir şey yok.. Dershane çıkışı kalktım önce yayınevine gittim. Ama önce evde oturup yazım yanlışlarını düzelttim, PuCCa'ya... diye bi sayfa ekledim en başa, en sona da ona olan sevgimi anlattığım 6 sayfalık bi bölüm yazdım. 
Sonra da işte yayınevinde bastırdım bunu.. Adama dedim ki "abi sen bana kapak yapar mısın, ben wordde yapmaktan cidden bıktım!!!" adamın dediği tek şey, "maalesef makinemiz bozuk, yapsak da çıkaramayız, siz duygu kafenin ordaki yerden yaptıracaksınız.." bi sinir oldum, önceki bastırışımda adam beni yicekti resmen bi bok beğenmiyorum diye.. Kalktım oraya gittim. Adama dedim ki "abi bana kapak yap, yine Marilynli olsun ama farklı olsun bu sefer." Adam baktı bana, otur dedi. İndirdik biz Marilyni, adam aldı fotoyu wordde yaydı tüm sayfaya. Harika oldu. Sonrası bok ama..
- hah! şimdi de şeyi ekleyelim, kitabın adını ve benim Uska bölümünü
- canım nerden bilecem ben resim üzerine yazı yazmayı
- anlamadım?
- kalk evinde yap getir bana
- peki....
Bi sinir oldum anlatamam sana.. İlk önce "eve git lan Uska adamlara inat ama buraya gelme, başka yerde yaptır" dedim ama PuCCa yaa, kıyamam ki ona.. ben de o yerin altındaki internet kafeye indim, adama "abi bana süresiz aç" dedim, gittim kapağı yaptım orda.. Resmen 20 dakikada wordde kapak hazırladım.. Sonra tekrar o kapak yapan yere çıktım.. 
- abi hazırladım ben kapakları
- ooo senin iş uzun sen 1 saate gel
- ?????!!!!!!!!!
Sinir oldum ama nasıl.. Ya geri zekalı, sen niye böyle yapıyon bana.. Ben ne yaptım, "allaaah zaten GTA oynayamamıştım, gidim onu oynayimm" dedim ve GTA oynadım.. Çok özlemişim bu arada.. Süre bitti, bu sefer adam "tam zamanında geldin" dedi ve kapağı falan çıkarttırdım.. Yani bu diğerine göre daha farklı oldu..
Bi mutlu oldum var ya... Ama öğlen 4'ten 8'e kadar bununla uğraştım, baya yoruldum.. Eve geldim, annem eline aldı kitabı, "Puccalara kitap var da anneye okutmak yok mu" dedi, "aaaa anne verrim yaa" dedim vallaha ne diyim yahu.. 
Sonra, gece "inşallah beğenir, nolur beğensin, allahım yalvarıyorum sana" diye diye uyudum.. Heyecandan altı buçukta kalktım lan.. Sonra işte kahvaltı falan ettim, ilk önce fuara 7'de gidicektim ama internetten baktım 10:30'da açılıyormuş.. Hemen Sena'yla kararlaştırdık falan, resmen 10:31'de fuar kapısından girdik iki psikopat.. 
Sabahki tıraş aksiliğim de ayrı.. Bıyığı kestim, sakala geldim, lan köpük bitti!!! Resmen sabunla oldum tıraş, offf ama olsun dedim, diren lan Uska dedim..
PuCCa 2'de gelicek, Senayla kararlaştırdık.. 12'de sıraya gireriz, 12'ye kadar didik didik edelim standları.. Ve ettik, fıstık gibi kitaplar aldık ama daha tam değil, PuCCadan sonra da gezicez..
Tam 12'de biz girdik sıraya. Sadece 3 kişi vardı, hemen arkalarına geçtik ama nasıl mutluyuz.. Ben zaten Ay Hadi İnşallah'ı almıştım ya önceden, onu getirmişim.. Sırada şöyle bi muhabbet oldu.
- Sena lan ayaklarım koptu çömsek mi ya?
- ya oğlum cono gibi ne o öyle
- valla ben çömüyom haa hoooop
- ben de ben de!!
Biz yere çöktük ve arkamızdaki önümüzdeki kişilerin çoğu yere oturdu.. 12'den 1:30'a kadar falan sohbet ettik, diğer arkadaşımız geldi, bi sürü arkadaş edindik sırada.. Sonra 2'de gelecek olan PuCCamız geç kalma özelliğini bi anda yitirip 1:30'ta el sallaya sallaya geldi!!! Ya allahım beni gör, elimde hem kendi kitabım ona vericem, hem Ay Hadi İnşallah.. elim ayağım titriyor, herkes alkışlıyor, öyle tatlı ki.. o davranışları, gülüşü, ya her şeyi of anlatamıyorum şu an duygularımı.. 
o 3 kişi imzalattı, sıra bana geldi.. burayı yazarken kalbimin jet gibi çarptığını bilmeni isterim..
kitabı verdim, sonra kendi kitabımı uzattım.. 
- şey, hani uzun saçlı kel adam var ya
- evet
- hah, o benim, ben senin için kitap yazdım
- ciddi misin?
- evet
- inanmıyorum yaaa çok teşekkür ederim çok tatlısın gerçekten
- :):):):)
- bak şurda PuCCaya... yazıyor hatta
- ya çok tatlısın gerçekten çok teşekkür ederim sana
dedi ve beni ÖPTÜ!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!! 
Kitabımı verdim, resmen bi sürü foto çekildik!!! Şimdi atıcam onları.

PuCCa'ya "senin için kitap yazdım." deyince PuCCa:


"PuCCa'ya..." bölümünü gösterirken PuCCa:


"PuCCa'ya..." bölümünü gösterdikten sonra PuCCa:


PuCCa ve kitabım "Anlatacaklarım Var!"


Ve mutlu soon.. Onunla çok güzel bi fotoğraf..

Aldı kitabı yanına koydu.. Sonra merak ettim gittim baktım, Zodyaklıya vermişti, onun yanında duruyordu kitap.. Ya anlatamam sana, sonra Zodiyle de fotoğraf çekildik.. Tam çekilirken "Aaaa sen benden çok uzunsun ya" dedi..

Yani anlayacağın rüya gibiydi.. Resmen birkaç saat önce PuCCayla karşı karşıyaydık.. İzdiham vardı ama erkenden giden ben 6. olarak imzalattım kitabımı, çook mutluyum.. Yaklaşık 17 kişiye anlattım lan..
Aldığım kitaplara gelince:
- Atarlı Romantik (velveleyeverdim)
- 7 günah serisi: Kıskançlık - 2. kitap, birinciyi de arkadaşım aldı sonra değiştiricez.
- Bizim de Renkli Televizyonumuz Vardı (Onur Gökşen) - Geçen sene almıştım güya Kitapsan standından ama 70'ten 90a atlıyordu, tüm sayfalar vardı ama hep yanlış yerdeydi.. Gittim değiştirdim.
- Günahkar - Tess Gerritsen  - Bi tane de Sena aldı, onunla değiştiricez sonra
- Uykusuz - kocaman bi cilt aldım, her sene bi tane alıyorum
- Uçurtmayı Vurmasınlar - Filmi de varmış sonra öğrendim ya
- Cemal Süreya Sevda Sözleri 
- Aile Çay Bahçesi (Yekta Kopan) İmzalattım
- İbretlik Paylaşım (Serdar Nalçakar) Twitterda gördüm valla hemen aldım
- Zaytung (20 tl'ydi, valla adama yalvardım 9'a aldım!!)
- Bir Apaçi Masalı 2 (Angutyus) vardı ama birine vermiştim, yeniden aldım şimdi yine arkadaşımda...

Sonra aklıma benim bi sınav öğrencisi olduğum geldi... Ama cüzdanımda sadece 5 tl kaldı.. Eve döndüm ben de, 6'da evdeydim.. 10:30'dan 6'ya kadar, mükemmel ötesi bi gün geçirdim..