18 Haziran 2013

Twitter'daki çeşit çeşit insancıklar

Açtığım sosyal medya hesapları burdan sizin köye yol olur vallahi.. Bi tanesini blogumu tanıtmak için, diğerinde fenomen olmak için, diğerlerinde küfretmek için, sonra iki üç tanesinde daha küfretmek için açtım. Ha bir de fenomen olmak için açtığım iki hesap daha var. 
Hal böyle olunca twitter'da çok çeşitli insanlar tanıdım.. Ama nasıl tiper, birazdan madde madde sıralayacağım. Ama ilk önce yaptığım saçmalıkları yazayım. 
"Tolga" diye bir hesap açtım. Dayadım takipçi hilesini ve daha ilk günden 1500 takipçim oldu. Ama ben nasıl mutluyum, bildiğin fenomen olacağım yani ama adamlar 5 dakika içinde 500 kişi olarak takipten çıkınca anladım ki fenomen olunmuyor. Nedeni sadece para kazanmaktı lan, dondurma süt araba reklamlarını falan paylaşırdım maksat 50 tl. Sonra bi hile daha gördüm internette, sanırım onu daha yapmamıştım. Hemen tıkladım. e-posta ve şifre istiyordu. Üstte de güvenli falan yazıyor, tüm bilgilerimi girdim salak gibi. Aradan yarım saat geçti, ben tabi kendi profilimdeyim, bakıyorum takipçiler artmış mı diye. Ha bu arada ben de sadece 0 kişi takip ediyorum, fenoyum ya. Birden kendi profilimde olmama rağmen "1 yeni twit." diye bir şey geldi. Tıkladım. 
"Lan geri zekalı şifreni değiştir. Şifre: xxxxxx  ben: @sdasaad" diye. Şoka girdim ve o an bu hile saçmalığını yapmamam gerektiğini anladım. Sanırım anlamadım çünkü bir tane daha açtım ama askıya alındı. Sonra şifremin bilindiği hesap da askıya alındı. Siz siz olun sakın diyim hile yapmayın, yapacaksanız deneme profili açın. Kendi hesabınız bok olmasın. 
Şimdi gelelim bu çeşit çeşit insancıklara..
1- Takip edersen takip ederimciler: Bu çeşit hesaplar gerçekten doğru söyler ama bir yere kadar. Aradan 1 ay geçtikten sonra onların da takipçisi artmış olur ve sizi takip etmeyi bırakırlar. Ama siz onları takip ettikçe onlar da sizi eder, mutlu olursunuz. Bunlar delikanlı profildir anam, güveneceksin. Ama her gün "senin takip ettiğin ama seni etmeyenler" listesinden bakacaksın. Yoksa 500 kişi takip edersin, 100 takipçin olur..
2- Az kişi takip edeyim, çok takipçim olsuncular: Bu aralar yeni moda bu zaten. Takip edilen 10, takipçi 500. Oh maşallah. Canım sende beyin yok mu? Yani hile kullandığını biz anlamadık mı? Havalı falan olmuyorsun, bildiğin keriz oluyorsun. Bu hesaplar da rezildirler çünkü sürekli unfollow yerler. İlk gün bakıp "Oha süper." dersin 1000 takipçi vardır, ikinci gün 850 tane kalmıştır. Yavaş yavaş azalır.. Bu kişilere dikkat edin.
3- Unfollow yaparsan spam yaparımcılar: Maşallah sana pezevenk. Belki ben senin twitlerini beğenmedim, sanane lan. Tehdide bak hele, takibi bırakırsan hesabı şikayet edecekmiş. Yok öyle şey. Bunları bilerek unfollowlayacaksın vallaha. 
4- Sadece hayranları takip ediyorumcular: Diyelim ben Castin Bibır ya da Van Dayrekşın sevmiyorum. Selenatik miydi neydi o da değilim. Ne bu ayrımcılık alla alla.. İlla bir şeyin hayranı olmak zorunda değiliz ki. Gördüğünüz yerde bunları spamleyin arkadaşlar. Ben yaklaşık 100 tane yaptım. Ne yazmış twite bak bak, "Sadece Rihannacılar ve Selenatikleri followlarım, geri takip için soor" Orospu seni.
5- Kendi arkadaşlarımla iyiyimciler: Sadece çevresindekileri takip eder, onlar da bu hesabı takip eder. Adeta amca-kuzen ilişkisi gibi bir şey olur. Bu hesaptan öyle küfür falan beklenemez. Kendi aleminde takılır.
6- Fake hesap açayımcılar: Geçen twitterda gördüm. Yıldız Tilbe, Hande Yener'e cevap vermiş. Hani Yıldız ablamız Hasta şarkısını yorumlamış ya, Hande Yener de süpersin Yıldızım mı ne yazmış. O da "Sağ ol canım, daha çok çalışıyorum ama." yazmış. Bi girip bakayım dedim bu Hande Yener'e. Sadece 3 takipçisi var. Fake hesap yani. Açmayın kardeşim, bu işin sonu mahkeme. Yıldız Ablamıza da burdan selamlar, bir daha baksın kim olduğuna. 
7- Yanımda tik var haberin olsuncular: Lan internet denen meret o kadar gelişti ki. Twitter profil kapak (başlık) fotoğrafında bildiniz masmavi tik var. Adam koyuyor tabi o resmi profiline, insanlar da "Vay anasını." deyip takip ediyor. Çok fenasınız valla ne diyim.
8- Thirstyciler: Ben de bu saçmalığı dün öğrendim. Şu şekilde alt alta yazıyorsun. "Bu twiti rtle, takip et, sen de at, seni takip ediyim." Ama bunların hepsi İngilizce. Sakın sakın takip etmeyin! Valla ana sayfanız bok oluyor!
9- Dolma yedim hoop twittera koyayımcılar: Bu hesaplardan da korkun vallaha. Ne yerse, ne okursa, ne olursa yazar. Her şeyi yazar. Su içtiği şişenin altı delikse yazar, şans oyunu kazandıysa yazar. Bu hesaplardan birisinin hayatını öğrenmek hiç de zor değil. Twitlerine bak yeterli!
10- Göndermeli twit atıp ben aslında atmıyorumcular: Sevgilisine, eşine, dostuna yazmadığı kalmaz. Küfür de eder, rezil de eder, rezil de olur. 12345 twit attıktan sonra en üste "Ben göndermeli twit atanları hiç sevmem, atmam." yazar. Ne olacağı belli. Lütfen yardımda bulunalım. Başka söze gerek yok. 
11- Normalimciler: Bakarsın. Adamın takip ettiği ile takipçi sayısı neredeyse eşit. Günde attığı twit sayısı 5i geçmiyor. Takip ettikleri arasında birkaç ünlü ve eşi dostu var. Tamam işte, al bağrına bas! 

Ben toplam 11 tane buldum. Daha bir sürü vardır bence. Başka neler vardır?

3 Haziran 2013

Bu yazıyı öyle bir gururla yazıyorum ki!

Bu yazıyı yazarken ne kadar üzgün olduğumu ve yorgun olduğumu anlatamam.. Blog dünyasından biraz uzakta kaldım şu 2 haftadır. Hem yazılılar için yazı yazamadım hem de Reyhanlı yüzünden.. Türkiye'de bu kadar karışık olaylar olurken yazı yazmam, eğlendirmem aşırı mantıksız oldurdu çünkü. 
Şimdi zamanı yaklaşık 5 gün önceye alalım...
Tv izliyorum ve izlenecek hiçbir bok yok. Ne açacağımı bilemedim, orayı açıyorum ya günlük saçma diziler var ya da başka bir kanal açıyorum evlilik programı. Eskiden bir son dakika haberi olurdu, "Şu öldü, böyle oldu, bomba var." falan filan diye artık onlar da kalmadı ya da kalamadı..

Bari twittera geçeyim ben, bakalım bizimkiler ne bok yiyor diye düşündüm ve açtım bilgisayarı.. twitter sayfası açıldı ve ne twitler ne rtler gördüm.. Taksim'de bazı olayların olduğu kesin.. PuCCa sürekli rt yapıyor yarıma ihtiyacı olanlar için şu numara şeklinde twiti, Gonca Vuslateri (Yalan Dünya - Eylem/Vasfiye teyze) yüzünün fotoğrafını koymuş gözler kıpkırmızı, surat bitkin ama bir o kadar da dirençli.. Altına da biber gazıyla başlayan bir şeyler yazmış, lan dedim noluyor??
Hemen google isimli amcama yazdım, "Taksim" diye, sağ olsun hemen altta çıkarıverdi Gezi Parkı diye. Okudum haberleri... AVM yapılmasına karar verilmiş güzelim ağaçları kesip yıkıp biçip.. Şok oldum resmen..  Nasıl bunu düşünebilirler, nasıl canlı topluluğunu katledebilirler diye düşün düşün kendimi yedim.. 
Günler geçmeye başladıkça her yerde eylemler yapılmaya başladı.. Ankara, İzmir, Eskişehir vs derken Adana'da da oldu bu eylem.. Tabi ben ki siyasal bilimler okumayacağını bilse de siyasete bayılan bir manyağım, koşa koşa gittim eylemlere.. 
Eylem yeri Adana'nın tam ortası, kocaman bir meydan.. Tabi gelirken otobüste de olaylar karıştı.. Gezi Parkı olayını istemeyenler bir tarafta, isteyenler bir tarafta oturdu.. Çok duygulandım, o yolculuk boyunca sürekli sohbet edildi.. Bir anda kendimi tanımadığım onlarca abla ve abi arasında buldum otobüste.. 
Sonra şoför yolların kapalı olduğunu söyledi ve bizi eylem yerine 15 dakika uzaklıkta bir yerde indirdi şerefsiz.. İstese öyle de bir dönerdi ki o yoldan ama dönmedi işte, nedeni de malumunuz.
Bir sürü abla ve abiyle beraber o caddede hızlı adımlarla sohbet ede ede yürüdük.. Yolda bir sürü kavga eden insan gördüm.. Bir genç bağırıp duruyordu yaşlı birine.. Amca da ona "Saygısız seni." gibisinden bir şeyler diyordu.. Sanırım amcanın gözleri görmüyor veya kulakları duymuyor; ya da en kötü ihtimal gösterilmesi engellendi ve kulağı kapatıldı.. 
Vardık eylem yerine.. Yaklaşık 5 bin insan.. Benim gibi düşünen kocaman 5 bin insan.. Chplisi, Mhplisi, Akplisi, Bdplisi, Tkplisi vs vs her partiden ya.. Adanasporlusundan tut da Demirsporlusu.. Galatasaraylısı veya Fenerbahçelisi; herkes oradaydı..
Kimisi birlikteliği göstermek için takımının formasını giymiş, kimisi de kendi tuttuğu partinin bayrağını taşıyor.. Ama amaç tek! O park yıkılmayacak! Avm birilerinin bir yerlerine bir şekilde monte olacak!
Eylemciler olarak normalce bağırırken birden çığlık sesleri.. Bembeyaz kocaman toma geliyordu lan.. Anlatamam sana onun büyüklüğünü.. Hadi anladık kocamansın ama sen hakla insan ezebiliyorsun sen? Nasıl bu kadar hızlanıyorsun? Biz senin geldiğini neden çığlıklarla anlayalım di mi? Arkasından da tazyikli su fışkırtıyor böyle döndüre döndüre.. İnsanların üstüne üstüne..
Tabi biz Adanalıyız oğlum, yaz geldi bir de oh serinledik diye düşünüyoruz böyle durumlarda.. Eylem 2 katı kadar sert bir şekilde devam etti, bağıra çağıra bir dolu şey söyledik.. 
Derken..
Birden bir koku.. Allah'ın belası gibi.. Nefes aldırmıyor, alsan bir dert almasan bir dert.. Alırsan eğer genzin yanıyor, ağzında bok gibi bir tat bırakıyor, gözlerin kançanağı oluyor lan ağlıyorsun birden.. Almasan zaten sonun malum..
Tam durduğum alana attılar, herkes öksürüyor.. Ben de dahil.. Sağ olsunlar, peçete ve limon dağıttılar.. Herkes çok kötü, minicik çocuk önümde can çekişiyor, kocaman yaşlı bir adam öksürüyor herkes onu bir yere götürmeye çalışıyor..
Sonrasındaysa yine pankartlar. "BİZ ADANALIYIZ OĞLUM, BİBERİN ACISINI SEVERİZ BİLÜYÜN MÜ?" diye.. Kurban olurum lan ben size, canım şehrimin insanı bu ülkenin savunucuları.. 
Sonra eve geldim yaklaşık 2 saat kalıp.. Nenemi, buradaki halamı, annemi ve taa Amerikadaki halamı bir gör.. And içirdiler bana katılmayacaksın diye..  Bu konuda ne yaparım hiçbir fikrim yok.. 
Hemen evden takip etmeye başladım kalan olayları.. Taksim'i daha çok gördüm, yandaş kanalları, Adana'ya yapılan saldırıları.. Öyle resimler ve videolar gördüm ki.. 
.....
Buradan asla küfür etmek, birilerine laf söylemek istemiyorum. Sadece olayları anlatıyorum ben. Bizzat yaşadığımı.. Ancak medyada hiç gösterilmemesini, hiç bir şey olmamış gibi devam edilmesini de kınıyorum..
Buradan bu direnişi destekleyen tüm ünlülere sonsuz teşekkürler.. Kimin ak kimin kara olduğunu da gördük zaten.. 
Eğer tutup da buradan küfür etseydim mazallah içeri atalardı beni ya.. Provakasyona gerek yok, tabi şimdilik!
.....
Gülse Birsel'e, onun o harika yazısına da sonsuz teşekkürler.. Hayranım o kadına zaten.. Yalan Dünya Ekibine, PuCCaya, Okan Bayülgen'e, Dizüstü Edebiyat ekibine, Göksel'e (Hani şarkı söylemiş ya, en sonunda da park için bir şeyler söylemiş) ve destekleyen herkese.. 
Lütfen tüm bloggerlar yazsın böyle bir yazı.. Kimseyi küçük düşürmeden, provakasyon yapmadan.. Nolursunuz hiçbir şey olmamış gibi sevgilinizi anlatmayın, kim ne giymiş dert etmeyin..