26 Nisan 2014

Gizli numara dengesizliğine sahip bir insanım...

Gizli numaralardan çektiğim kadar hiçbir şeyden çekmediğime inanıyorum yahu.. Bi de en manyakları beni buluyor, o da ayrı mesele yani.. Bende şey durumu var, ben tanıdığım numaralarla bile telefonda konuşmayı sevmiyorum ama gizli numara olunca "eğlenirim" gibisinden bi düşünceye büründüğüm için, açıyorum. Genelde "Kim lan bu, kimsin olum sen, offf açmayım yaa, alo?" şeklinde oluyor benim telefon açışlarım.. 
Yine oturuyoruz arkadaşlarla, arayana bakın ki "gizli numara" Tabi ben açmak istemiyorum, gizli numara bu oğlum, bi şey falan yapar.. Ama herkes beynimin yanına "Aaaaa açsana beeeaaa" diye ötünce açayım dedim.. Allah belamı vereydi de açmayaydım.. Keşke o numaradan "Bülbülümle oynuyorum bebişimm, gece beklediieem gelmedinn" diyen birisi çıksaydı.. Ya da "Birkaç ay sonra seni öldürücemm" diyen biri de çıkabilirdi.. Ama açar açmaz kulağımın dibinde Emre Aydın'ın "Soğuuukkk soğuuk odalarrr! Yoksun neye yararr!" demesini dinleyecek kadar ne yaşadım yahu ben.. Bi de manyaklığa bak, şarkı bitene kadar bekleyeyim, sonra bu benimle konuşur dedim, şarkı bitti karşı taraf kapattı!! Offfff..

......
Abooo aklıma geldi, biz bunun aynısını Bora manyağıyla da yaşadık, anlatmazsam ölürüm. 
Şimdi, yine ben oturuyorum arkadaşla, bi baktım bi numara arıyor. Ama hani gizli değil, numara kabak gibi ortada. Yazlıktayız, hava zaten sıcak, beynim yanmış halde. Dedim herhalde yazlıktakilerden birisi anasından aradı, aşağı inecek nerdeyiz diye soracak. Açtım telefonu. 
-Alo?
-...
-Aloo?
-...
Yok! Karşıdan gelen tek ses nefes sesi.. Ama hani bildiğin derin derin nefes alıyor karşı taraf. Allaahhhhh beni gör, nasıl korktum, nasıl kötüyüm.. Ben başladım ağlamaya, "Beni öldürceklerrr, abo yandın sen Uska, kaç oğlum buralardan." diyorum.. "O nefes sesi bi seri katile ait, sıradaki kurban sensin..." diye diye kendimi yedim bitirdim... Yazlıkta da en yakınım Alkan var, hemen ödemeli attım bu manyağa, anlattım olayı, "beni öldürürlerse sen ne yaparsın"dan girdim "beni her gün eve bırakmazsan pipini keserim"den çıktım, çocuk artık beni 192 boyuma bakmadan eve bırakıyor.. 
Eve geldim, banyo yapacağım yine telefon çaldı. Bak aynı numara arıyor.. "Herhalde bu sefer konuşur be" diye düşünüp açtım telefofonu, "alo??" dedim. Yine bi iki nefes sesi, arkadan boğuk sesler ve trink! Suratıma kapattı pezevenk.. Beni bi korku sardı yine.. Banyodayım bi de, arkadan gelip öldürür ben sonuçta, manyak mı ne yani.. 
Şimdi, önümde 2 seçenek var: Ya 118 bilmem neyi arayıp kim olduğunu öğreneceğim ki arayacak kimse yok ve tl yok telefonda.. Olanın da vereceğini sanmıyorum.. Ya da çok çok ünlü Karataş Polisi'ne haber vereceğim.. 
Peki ben naptım..
Tabii ki 3. yolu seçtim ve gidip o numaraya mesaj attım. Bak mesajı aynen yazıyorum:
"Abooo kanka nassın iyisin? Ben hatırladım seni yaa. Ama böyle arayıp nefes sesini dinletmen falan, ne bileyim hoş olmuyo sanki. O yüzden bi daha yapmazsan sevinirim, kendine çok iyi bak heheh!" 
Aaaa napim ya! Adamla samimi olmaya çalışmam lazım, kim olduğunu anladım sansın ki aramasın beni bi daha.. Neyse, attım mesajı ve attıktan sonra telefonumda bu numaradan tık yok. 
Aşağıda oturuyoruz hep beraber, bi baktım birisi arıyor, telefon tir tir titriyor. Korkuyla aldım elime, bi baktım halam! "Ohhh" diyerek açtım, bi kenara çekildim, baya bi konuştuk. Sonra da "Bora seni istiyor." dedi ve verdi bana. 
Bora'yı biliyorsun, kardeşim dediğim, şu an 6. sınıf olan ciğerim kuzenim.. Biraz manyaktır, abisine çekmiş.. 
-Noldu lan Bori?
-Abi sana bi şey anlatıcammm
Abo yine ne bok yedi acaba... Bora ki "berberler nasıl hissediyor merak ettim" deyip saçını makasla kesen.. Bora ki "yolda kafanı yukarı kaldırıp yürüme" demelerimize rağmen kafasını direklere vuran.. Bora ki arkadaşlarına "benim abim 2 metre, hepinizi döver" deyip ben mezuniyetine geldiğimde arkadaşları beni görünce kaçan.. Neyse.. 
-Anlat lan yine naaptın?
-Elime aldım nenemin telefonunu, seni aradım.. Ama sen hep salak gibi "Alo alo" deyip durdun hihihihhi! Sonra ben seni yine aradım, sana tam "abi ben Bora" diyecekken nenemin kontörü bitti. Sen de bana upuzun mesaj atmışsın, o mesajdan da hiçbir şey anlamadım abiş ya.
Lan!?! Allahımmmm çok şükür, seri katiller musallat olmadı bana! 
Önce derin derin bi nefes aldım, sonra da "Ohaaaa canımsın yaaa ben seni çok seviyorum!!" dedim, bu hayvan da "kulağıma ne bağrıyonnn" deyip kapattı telefonu! 
Yalnız çok merak ettim, kim bu Emre Aydın hayranı gizli numara... 


13 Nisan 2014

Çok çok zaman önce.. -3-

Uzun oldu baya, affet yahu...
Şimdi ben 6. sınıftayken MSN nasıl ünlüydü var ya sana anlatamam.. İnsanlar sürekli böyle seninle Msn arkadaş sayına göre arkadaş oluyordu.. "Benim 250 tane varrr, sende 120 mi?! puhahaha, git gelme be yanıma" diyenler bi kenarda dursun, benim gibi toplam 97 msni olan insanlar da vardı tabi.. Habire yenisini açıyordum, günlük iki tane açıp tüm yazlığı ekliyordum, diğer gün de yeni açıyordum, eskiyi anında unutuyordum.. Öyle salak saçma bi dönem yani.. 
Bi de bu dönemin sonunda hayatımda ilk kez girecek olduğum, hatta daha ciddiyetini bile anlayamadığım SBS denen kazzık sınav var.. Ama ben hep eşşeklik peşindeyim, sürekli böyle internet kafelerde sürtüyorum.. annemden her bi dakika "anne bana 1 milyon versene yaa, internete gitcem ben" diye para alıp duruyorum.. çünkü internette benim bi aşkım var: GrupHepsi_Cemre.. 
Bi kız eklemiş beni, avatarında Cemre var, hani o zamanların en en ünlüsü Hepsi grubu var ya.. hah.. ondaki kız işte. Tabi salak değilim, o kız olmadığını biliyorum ama vuruldum işte kıza.. Böyle beni bi görsen, yeminle halime acırsın o derece.. yaşıtlarıma bakıyorum, herkes nasıl ders çalışıyor, sınava ne kadar kaldı diye ağlayanlar mı dersin, şimdiden hangi liseye gitsemmm diye düşünenler mi dersin.. Bi ben işte, bi salak ben, sen git internette fake bi hesap bul, onunla her gün konuş..
Ama kızı bi gör, Allahım nasıl bi sohbeti var, resmen ölüyorum ya.. o bana "olmaz oğlan"ı yolluyor, "hiç bana bakmaaa olmaz oğlaannn sen kendini ısmarlaa" diyor, ben ona "olmaz böyle şeyy" diye yolluyorum şarkıları.. Bazen araya 4yüz de kaçıyor ama olsun.. Tabi sohbette bazı noktaları var daha önce dikkat etmediğim, şu an ağlayarak hatırladığım.. Mesela ben buna "Naber canım" diyorum, bu bana "iyiyim abi sen" diyor. 
O zamanlarda da kızlar böyle havalı olsun diye "abi" falan kullanıyorlardı. Hani "ne diyosun abi yhaaa" gibisinden. Ben bu kız "abi" deyince daha da çok aşık oldum kıza.. Öyle olgun, öyle şıkır şıkır diye resmen vuruldum lan.. O bana yolladığı güzel şarkılar, ara sıra "abi" demeler, kamera aç dediğimde "açamam, babam seni öldürür" demeler.. Onu daha da ulaşılmaz bi insan kılıyordu gözümde.. Sonra bu bana çıkardı ağzındaki baklayı.. "Ben senin olduğun yazlıktayım" dedi. Alllaaahhh sen misin bunu diyen. Ben nasıl gün sayıyorum yaz gelsin diye aklın durur. Sınava 1 ay mı ne var, ben kızı görmek için resmen gün sayıyorum. Ulan sınav puanımın bilmem kaçıyla lisem belli olacak, kaltaklık peşinde bi şeyim işte.. ergenliğim bok gibi..
O zamanlarda da evde bilgisayarım var ama internet yok.. o yüzden hep internet kafedeyim, daimi müşteri oldum.. neyse, bi ara ben tv izliyorum evde, Atv haber yapmış sbs'yi.. "Sınava bir hafta kaldı, öğrenciler heyecanlı" gibisinden bi şeyler diyordu, şu an tam hatırlamıyorum.. Ve birden hani inme iner ya, hah aynen öyle oldu bana.. Kalktım, durumun ciddiyetini anladım, gidip kendime bi sürü kitap falan aldım.. Cemre falan unutuldu bende, lan sınavım var benim!! Okulda hiç ders dinlememişim zaten, hele ilk dönem karnem.. tek 5'im beden, o da 85'ten.. Bi sürü 3'üm var, tüm ana derslerim 3 neredeyse.. Öyle rezil bi şeyim.. Maalesef en alt çekmecede duruyor o karnem.. 
Ben o bi haftada az çok bi şeyler öğrendim gibi bi şey oldu.. hep konu çalıştım, sınavda iyi bi şey yapmak zorundayım çünkü anneme teee dönemin başında "Ne dershanesi be! Delirdin mi sen kadın!!!! Örtmenimiz yazılmamamız gerektiğini sööledi. bak intihar etcem haa yeter bea" demişim ama nasıl bağırarak söyledim onca lafı var ya.. Kadın vurdu bana bi tane, "ne bok yersen ye" dedi, yollamadı beni dersaneye.. İşte o lafların acısını çekiyordum o son haftada..
Derken sınav günü geldi, o bi haftada Cemre'yle hiç konuşmadık.. ben nasıl heyecanlıyım, ulan azıcık çalışmış olsam heyecan yapmam. Heyecanlı olma sebebim bi bok bilmiyor oluşum maalesef.. Nasıl ağlıyorum var ya, saat sabah 4:30'da heyecandan uyanmışım, uykusuzum, elim ayağım titriyor resmen.. 
Ben girdim işte bu sınava, önüme verildi kitapçık.. başladım, bi baktım lan ben sınavı bi şekilde yapıyorum.. hani evet, bi sürü boşum var ama yaptıklarımdan eminim yani.. süre bitti, ben derin bi oh çekip verdim optiği, çıktım eve geldim.. O zaman da evin karşısında bi dershane var, annem "orada cevap anahtarı varmış, bak bakalım ne yaptın" dedi.. Benle geldi bi de.. biz gittik öyle, ben baktım cevap anahtarına.. Şaka gibi ama 500 üzerinden 447 bekliyorum.. nasıl sarılıyoruz annemle, annem nasıl gururlu.. "Dershaneye gelmeden yaptın bu puanı, afferin sana" diyor, öpüyor beni.. ben de çok çok mutluyum.. derken biz yazlığa geldik...
gelişimizin üzerinden bi ay falan geçti, ben aşağıda sümüklü ve ergen bi şekilde oynarken annem balkondan bağırdı. "Uskaaaa sınav açıklanmış, gel al kimliğini de bak sonucuna eşşoleşşekk" diye.. ben koşa koşa gittim, o zaman sitede internet kafe yok, yan sitenin kafesine koştum.. abinin yanına elimde kimlikle gelince sordu tabii "Sınav sonucuna mı bakacaksın" diye. "Evet" dedim ve baktık.. şaka gibi ama 399 aldım... 
Ben bi ağlamaya başladım, allaaaahhhh sanki pipim elden gidiyor, öyle bi acı kalbimdeki.. ekrana yaklaştım, nasıl olabilir bu diyorum.. Derken matematiğe bakmamla her şeyi anlamam bir oldu.. ben, o mal salak ben, sen tut matematikte boş bırakacağın zaman boş bırakma, her şeyi üstüne üstüne kodlamaya devam et.. bi baktım 13 koca yanlış, o da kaç sorudandı unuttum şimdi.. 
Yazlığa ağlaya ağlaya geldim.. O zaman da bi sevgilim var, böyle kıvırcık bi şey ama ayrılmışız biz. Ayrıldık diye tüm banklara "Sen aştan ne anlarsın Uska" "Allah belanı versin orospu köpek" "senden iğreniyorum" "aşk sende bir kumar olmuş Uska malı" falan yazmış.. Benim ağladığımı görünce hepsini sildi tabi.. ama daha Cemre ortada yok, kandırıldım falan sanıyorum.. annem de ağladığımı görmüş balkondan, aşağı indi.. Ben sarıldım anneme, "Kaydırdım" dedim, o da "uyumadın, çok heyecanlıydın, sağlık olsun" diyor.. 
Birden omuzumda bi minik el hissettim.. "Acaba bu kim, hiç uğraşamam şu an kimse kim yani.." diye düşünürken ben arkamı döndüm, çirkefleşecem işte.. 
-ya ne var ne!!!
-Uska abi
-ya canım git başımdan bide senle uğraşamam ben
-ama kışın öööle demiyodunn
Ben bütün kış yazlıktaki bi minik tarafından kandırıldım yani.. o yüzden bana "abi abi" deyip duruyormuş ya.. ben nasıl kötüyüm zaten, onu duydum, Allaaahhhh tüm yazlığa feryat figan ediyorum, "7. sınıf sen göreceksiiiinnn!!" diye.. Küçük kıza da eğilip "Ben seni abi gibi seviyorum" dedim, bu da beni unutup hoooop oyun oynamaya gitti yaaa...
.......
Derken 7. sınıf vakti geldi.. ilk konular aşırı eğlenceli.. iletişim falan var sosyalde, o kadar güzel ki.. ben ilk konulara hayvan gibi çalıştım, ikincilere geçtik bi tıkandım bi şey oldum. anneme de yine aynı yalan "örtmenimiz yollamayın dedi dershaneye, çok sakıncalıymışş" Ne yapayım be, evde oturup tv izlemek varken hafta sonlarımı dershanede harap edemezdim yani.. 
2. dönemin yarısına geldik, işte tüm dershaneler konuları bitirmiş kamp döneminde.. habire bi deneme sınavı oluyorlar.. annemin arkadaşlarının çocuklarının hepsi de dershaneye gidiyor, hepsi ne zaman arasak sınavda oluyor.. Onlar sınavda, ben evde meyve yiyorum, annem anladı bi gariplik olduğunu tabii.. Gitti yazdırdı beni evin karşısındaki dershaneye, ben nasıl ağlıyorum ama "istemiyorummm" diye.. bu arada yine hiçbir konu bilmiyorum.. ne bok yiyeceğim acaba.. ben yazıldım, önce 3. sınıfta başladım.. sonra azıcık çalışınca ben 2'ye yükseldim ve en son 1'e geldim.. var ya beni gör, her sınavda sınıfta birinci olunca böyle bi havam falan oldu dershanede.. neyse, ben 1. sınıfa geldim ve hep deneme oluyorlar.. beni de gör, Allahım nasıl sıkılıyorum sınavı yaparken.. çok saçma geliyor yani, bi sınavla lise belli oluyor falan.. bi de sınav kitapçığı simsiyah, içim sıkılıyor.. sınavı bırakıp resim çiziyorum sürekli.. resim çizerken herkesi rahatsız etmem de ayrı tabii..
Habire kopya çekmeye çalışıyorum, beni bi gör, yani öğretmen olsan ağlarsın.. bi de adımı çıkartmışlar "sadece eşofmanı var, başka bi şey giyemez o, adidas eşofmanlı çocuk" diyip duruyorlar bana.. Napim be, evin karşısı, pijamayla gitmediğime dua etsinler pezevenkler.. neyse, ben sürekli insan rahatsız edince matematikçi var bi tane Hüseyin pezevengi, bu geldi yanıma aynen böyle dedi:
"Uska, ya 9. seviye sınıfa gideceksin ya da bu sınıfta susacaksın. sen seç." 
Ben de var yaa aboo ne fenayım.. Sen misin bana bunu diyen, adama "Piç kurusu!!" diye bağırdım, aldım çantamı söylene söylene dershaneden çıktım.. Adam şok tabii, bi yandan da mutludur artık sonuçta ben yokum..
Sınava 10 gün ya var ya yok.. ben yine azıcık azıcık bi şeyler biliyorum ama çalışmam lazım.. ben bi başladım balkonda çalışmaya, offff var yaa süperim yani.. Sadece silindir küp falan filan karıştırıyorum ama olsun.. Onları da sınav günü sıraya yazacağım.. 
Sınav yerine geldik, ben daha az heyecanlıyım bu sefer. Bi de kontrol edecem kaydırmamak için. sıraya yazacaklarımı da kalemliğime koymuşum minik kağıt şeklinde, bi de her yerimden dido, albeni, metro falan fışkırıyor.. zannedersin sınava değil pikniğe gelmişim, beynimi açsın diye aldım yanıma hepsini.. ne yapayım be, küp şeker saçma geliyordu bana.. 
Sınavı takır takır yaptım, mükemmel ötesi geçti.. Sonuçlar bi açıklandı, 500 üzerinden 495 almışım, Allaaahhhh beni bi gör.. normalde fullldü ama tek yanlışım 50-8'i 46 bulmaktı.. ve o soruyu tam 13 kere bi daha yaptım, hep aynı sonucu buldum.. kısmet değilmiş demek ki.. Adana'da derece bile yaptım var yaa, tüm dershaneler ve özel okullar beni aradı.. Ben de gittim beni tam burslu olarak alan bi okula ve tam burslu bi dershaneye yazıldım..
........
Yazlıktan sonra o kolejde yaşadıklarım malum artık.. Bi beni zehirlemedikleri kaldı yani öyle düşün.. ama dershanem aşırı aşırı güzel, hep orada kalayım istiyorum.. dershaneden de bi kız bulmuşum offff nasıl iyi her şey.. hani beni mesajla terk eden var ya 1.5 senelik, o işte.. ama o sene nasıl çalışkanım, nasıl hırslıyım, ot versen ağzımı açacam yani o derece.. 
O sene de ben Adana'da iyi bi derece yaptım ve şu an sloganı "xxxxx pişmanlıktır." olan bi okula geldim..
Bi ergenlik dönemini de böylece kapattım işte.. 

3 Nisan 2014

Aşık olduğunu nasıl anlarsın?

Bir buçuk senedir bir sevgilim var. Allah bozmasın, her şey gayet güzel gidiyor. İkimiz de birbirimizi seviyoruz, düşünüyoruz ve birbirimize saygı duyuyoruz. Tamam, arada kavga ederken birbirimizin saçını çekiyor olabiliriz, tehditler falan havada uçuşuyor olabilir ama her şey onun tek bir gülümseyişine bakıyor. Bir kere gülümsesin, yemin ediyorum bütün dünyamı unutuyorum. Ve işte bu 'bütün dünyanı unutmak' fiili de 'aşık olmak' demek oluyor. Sanırım bunu en iyi ben anlıyorum:
Kavga ettikten sonra gülümsediğinde dünyalar senin oluyorsa aşıksın: Çok büyük bir kavga ettiniz, senin sinirin geçti. Onun suratına bakıyorsun, ha geçti ha geçecek. "Ah azıcık gülümsüyor, abo bana baktı, barışacağız!" diye heyecan yapıyorsan bal gibi de aşıksın! 
"Acaba ne yedi?" diye düşünmekten aklın çıkıyorsa aşıksın: Yemek masasına oturdun, sen yemek yerken seninki fink fink geziyor ya da aç değil, bir şey yemiyor. Senin masada huzurun kaçıyorsa, elindeki çatal değil de telefonsa kardeşim, aşık olmuşsun sen.
Kokusunu özlüyorsan aşıksın: Hani vardır ya o kokusu, böyle sarıldığında hissedersin. Sadece ona aittir, çok özeldir. O kokusunu parfüme çevirip saklamak istersin. En kötü anında sana sarılırsa o kokuyu duyarsın. Tüm dünyanı, umutsuzluğunu unutturur ya sana. Aşktır bu işte!
Telefonda konuşurken heyecanlanıyorsan aşıksın: Konuşurken heyecanlanmak zaten apayrı, bir de onun kapatırkenki bölümü var. "Seni seviyorum aşkım." derken heyecandan kalbin duracak gibi oluyorsa, hele de uzun bir ilişkiniz var ve bu hâlâ oluyorsa sana şu şarkı gelsin: "Aşk adamı dinletir..."
O'ndan başka anlatacak bir şeyin kalmadıysa aşıksın: Bütün dünyan, kelimelerin, harflerin bile o olur. Arkadaşlarına gına gelmiştir artık, "Ne yapıyor bu?" derler arkandan. Sense bıkmadan, usanmadan belki de aynı şeyi milyonlarca kere anlatırsın. Bu yüzden arkadaşların senden kaçıyorsa bil ki aşıksın.
Sırf üşümesin diye evden ona ceket götürmek için çıkmayı düşünüyorsan aşıksın: Hava soğuk, seninki "Üşüyorum." diyor sana. Kan beynine sıçrıyorsa, eline ceketi alıp şu lanet kapıdan çıkmak, ona ellerinle giydirmek istiyorsan sonuna kadar aşıksın hem de!
O, bir şeye üzüldüğünde ilk kendinden şüpheleniyorsan aşıksın: Seninki çok üzgün, sense ondan daha üzgünsün. Kendini suçluyorsun, "Onu ben üzdüm, biliyorum benim yüzümden oldu." diyorsun sürekli. Aynaya bakıp kendine kızmaya başladıysan "aşıksın, çikolata!"
Uçan sinekten bile deli gibi kıskanıyorsan aşıksın: Etrafında dolaşan karşı cins arkadaşlarını geçtim, onunla iletişim kuran tüm karşı cinsleri bir kaşık suda boğmak istiyorsan, ona bir şey soranın omzuna dokunup "Birader, sen hayırdır ya?" diye dalasın geliyorsa baya bir aşıksın. 
Onun yanında bir yandan dünyanın en rahat, bir yandan da en pimpirikli insanıysan aşıksın: Onun yanında istediğin kadar özgürsün, tüm şımarıklığı ona kullanmak serbest. Ama bir an geliyor ki, "Ne yedi, ne yaptı, nereye gidiyor, bu kim!" diye çıldırıyorsun. İşte o an anlıyorsun, sen onu her şeyden çok seviyorsun... 

Uska'dan: Aşık olmak, içerisinde tüm 'en'leri barındıran tek duygu: En güzel, en farklı, en garip, en tatlı, en zor...




Uska'dan musmutlu not: Hürriyet Çukurova'daki ilk yazımdı! Düşünsene, her ay gazetede yazacağım falan! İkinci yazımı da teslim ettim bu arada, haber geldiği an bloga yazacağım. Bu arada, canımın en en içi blogger arkadaşlarım beni hem mimlemişler, hem de "okudukları blog" listesine koymuşlar. En kısa zamanda yazacağım ben de o listeyi! İyi ki varsınız lan, siz okumasanız ben kim gazetede yazmak kim... Daha 1 ay önce yayınevlerinden cevap gelmedi diye etrafımda yüzlerce peçete ile ağlıyordum herkesten gizli. Umarım hepimizin hayalleri gerçek olur ^_^