7 Kasım 2014

Gülse Birsel'e...

Yalan Dünya'nın bitecek olması, sanırım şu haftada yaşadığım en büyük şok oldu. 
Bu yazıda ben Gülse Birsel'in benim için öneminden bahsedeceğim, yazarken suratımın nasıl olduğunu anlamışsındır herhalde.
Ben blogu ilk açtığımda, yani işte yaklaşık 2 yıl önce, internette kendi kendime dolanıyordum, öyle saçma salak şeyler okuyordum. Birden Gülse Birsel düştü önüme, sonrasını hatırlamıyorum.
Oturup 190 bölüm Avrupa Yakası'nı gözlerimden yaşlar aka aka izlememden mi; yazılarındaki samimiyeti yakalayıp hepsini en eskisinden (2004'ten filan bahsediyorum.) en yenisine kadar okumamdan mı; Yalan Dünya'yı her izleyişimden sonra sanki polisiye dizi izlemiş gibi "Sonunu mükemmel buluşturmuş, olaylara bak." dememden mi bilmem, kadına resmen hayran kaldım!
Küçükken, Avrupa Yakası'nı da her çarşamba televizyonun önüne oturarak kıçım dona dona izlerdim. O zamanlar ben senaristin Gülse Birsel olduğunun farkında değildim ama, her hafta çarşambaya bekler izlerdim işte. 
Hatta bizim okulda perşembe günleri çok güzel geçerdi, herkes o karakterlerin taklidini almaya başlardı, çok eğlenirdik.
Ama dediğim gibi, o zamanlar farkında değildim. Yazı falan da yazmıyordum, yani yazıyordum da genelde şiir yazıyordum. 
Sonra Avrupa Yakası bitti, 2 yıl sonra Yalan Dünya başladı. Ve "Senarist: Gülse Birsel" yazısından sonra mutluluktan ağladım! 
Bu sefer dizi aile dizisi gibi değildi, Avrupa Yakası her kesime hitap ediyordu, bu ise daha başkaydı. Karakterler bambaşkaydı, entrikalar vardı.
Ve işte internette Gülse Birsel'in önüme düştüğü nokta da tam burası: Yalan Dünya! Ben aslında fragman ararken kadının yazılarına dalıp gitmişim.
Sonra röportajlarını okumaya başladım. Okudukça mutlu oldum, bazen örnek aldım, bazen kendime bile benzettim. 

Yazılarındaki ünlemleri kullanışını, dilini, hayata bakış açısını, burnunu, boy uzunluğunu bile! Niye bilmiyorum, onu tanıdıkça kendimle bağdaştırdım, daha çok okumaya başladım. 
Yazılarındaki güncelliğe, bilgisayarımda yazdığım yazılarımda da ulaşmaya çalıştım çoğu zaman. 
Gazetede yazarken bir yanım her zaman onu örnek aldı. 
Hatta bir internet sitesinden birkaç ay önce yazarlık teklifi geldiğinde ilk yazımı onun hakkında yazdım, bolca da okundu, yorum aldı! 
Zekasına hayran kaldım, gerçekten kaldım ama.
Yalan Dünya'nın en çok olay örgüsüne hayran kalıyordum. 
Serim-düğüm ve çözüm. Senaryo yazımıyla ilgili bir şeyler okuduğumdan mıdır nedir, bunu fark ettiğim an çok mutlu oluyordum! 
Olayın girişi yapılıyor, yaşanıyor ve sonunda diğer olayla bir şekilde bağlantısı kurulup çözümleniyor! 
Onun da dediği gibi aslında, senaryo bir matematik işi ve onun matematiği gayet iyi! 
Zaten sanırım onun röportajlarını okuduktan sonra bende bu senaryo yazma merakı başladı, çok mutluyum!
Yazıyı daha fazla uzatmak istemiyorum, sadece şunu söylemek istiyorum. Gülse Birsel benim için çok çok önemli bir insan ve her zaman öyle kalacak. Yazılarını da her zaman büyük bir merakla ve keyifle okuduğumu belirtmek isterim! 
Yazımın sonunu onun ünlemlerinden biriyle bitirmek istiyorum bu arada.
Yalan Dünya bitse de, benim için çok ayrı bir yeri olacak. Karakterlerden tutun da olay örgüsüne kadar.
Tüm oyuncalara bana her cuma ve pazartesi çok tatlı zamanlar yaşattığı için sonsuz teşekkürler.
Ve tabi set ekibi, onlar da olmasa n'apardık.
Son olarak da yine ve yine Gülse Birsel, iyi ki varsın be, iyi ki!