15 Mart 2014

Bu kadar salak olmamalıydım!

Çok özledim lan ben burayı.. Niye anlamıyorum, açıyorum "yayın ekle" bölümünü, boş boş bakıp geri kapatıyorum anlatacak o kadar çok şey varken. Bazen de psikopatlığıma geliyor, birkaç blog okuyup hooop kapatıyorum sayfayı! Ama şimdi söz verdim kendime, azıcık uzun olacak ama napalım! Ya da 2 yazı geliyor, öyle daha iyi olacak gibi. Anlatacak bi sürü şey var yahu! "Anlatacaklarım Var!" yani! Bu arada ne genel bi laf bu be!
Hatırlıyor musun? Ben çirkeflik yapmıştım ya horospe karıya, beni sınava girdirmeden son dersliğe atacak diye! Sonradan gidip kadınla konuşmuştum, o da 'Pazartesi gel, yapalım sınavını.' demişti. Hah! İşte o pazartesi günü ben saat tam 5'te sınav için etüte gittim. Her şey çok güzel, etüt resmen bomboş! Bir kadın var sadece, bana sınavı ayarlayan kadın değil ama. Bir de bir tane öğretmen var, daha önce hiç görmediğim. 
Girdim kapıdan, oturdum sandalyeye. "Ben Eskişehir'deydim bla bla, Allah aşkına artık benim şu sınavı yapalım be abla!" diye bir girdim. Kadın da afalladı önce, sonra da "Haa, sen o sınav için geldin! Al bakalım kitapçığını, kendini dene bakalım." dedi, yolladı beni üst kata.
Çıktım, arkamdan da etütte kalan tek öğretmen geldi. Optikler verildi falan, 2 saat 40 dakka boyunca sınavı yaptım ve zil çalınca da verdim kağıdımı çıktım! 
Şimdi, bende şöyle bir huy var. Ben meraklıyım arkadaş, hayvanlar gibi hem de. Her boku merak ediyorum. E kendimle ilgili olan şeyi merak etmeyeyim de ne yapayım değil mi! Geçtim kadının karşısına oturdum. Çünkü biliyorum yani kadının ben sonucumu isteyince vereceği cevabı: "Canım, sınıf belirleme sınavlarının sonuçları öğrencilerimize verilmiyor tak tak tak!" Ama yine de bir kere şansımı denemek istedim ve daldım lafa:
-Şey, ya verilmeyecek biliyorum ama sonucumu çok merak ediyorum ben. Cevap anahtarını alabilir miyim?
-Canım benim, neden verilmesin ki sonucun? Ben yarın sana mesaj olarak atarım.
-Ama olmaz ki, sınıf belirleme sınavı sonuçları öğrencilere verilmez.
-İyi de bu sınıf belirleme değildi ki. Dündü o, sen mezunların sınavına girdin şimdi!
-NE?!?!
Allahın salağı Uska, bunu bile beceremedin ya, gerçekten aferin sana! Yanlış sınava girmek ne demek yahu, sen neden girmeden önce kadına demiyorsun 'Benim sınavım başka sınav!' diye. Yersin işte böyle boku. Ne olacak şimdi, çok merak ediyorum yani. Çok çok büyük bir ihtimal en alt sınıftan başlayacağım. Adana'nın 3. mü 2. mi ne en iyi okuluna gidiyorum, hem en alt kurdan başlıyorum, hem de yanlış sınava giriyorum! Neyse, düşüncelere fazla daldım:
-Ee, ne olacak şimdi! En alt sınıftan başlamak istemiyorum ben!
-Tamam, daha optikler okunmadı zaten. Sen en iyisi yarın gel, o zaman sınav yapalım seni.
Allah be! Sonunda yani! En alt kurdan başlayamam yahu ben! Gireceğim o sınava, iyi bir şeyler yaparım herhalde, diye düşünüyordum. Tabii ki yine dünyanın en saçma şeyini yaptım, yanlış girdiğim sınavdan bir gün sonra, yani salı günü, aldım Buse'yle okul çıkışı bir yerlere gittik ve tiyatro provama kaldım! Ne yapayım yani! Saat de 5'i geçmişti, 'Aman kim girecek şimdi!' dedim. 
Çarşamba günü geldi. 'Bu sefer gideceğim!' diye söz verdim kendime ve kimseyle konuşmadan pıt pıt pıt gittim. İçeri girdim, yine aynı kadın oradaydı. Ben anlamıyorum, hayvan gibi para veriyoruz sana, niye sadece sen varsın? Bana sınavı ayarlayan kadın kaç gündür ortada neden yok! Oturdum sandalyeye, bakkaldan bir ton şey aldım acıktım diye. Önüme peçeteyi serdim, hayvanlar gibi yemeye başladım, bir yandan da kadınla konuşuyorum:
-Ben sınava girmeye geldim şimdi.
-Aa canım, o sınav okundu!
-NE!? Ben ne olacağım ya şimdi?
-Büyük bir ihtimal en alt sınıftan başlarsın, sonra yükselirsin ne yapalım! Ama öğretmenin okulun dolayısıyla seni bırakmaz en alt sınıfta, merak etme. 
Ohh, bak rahatladım şimdi. Sınavda ne yaptım acaba, bari onu sorayım kadına.
-Sınavda ne yaptım peki?
-Hah! En son baktığımda azıcık netin vardı senin ama...
-İyi de benim çok kötü değildi sınavım.
-Ben öyle hatırlıyorum, dur bir bulayım.
Bu kadın kendi kendine aramaya başladı. Ben de o ara önümdekileri yiyorum. Bir baktım, içeri bizimkiler girdi. Maşallah, cümbür cemaat gelmişler hayvanlar. Her çarşamba 11'e kadar kalıyorlar etütte, ders çalışıyorlarmış. Bir tek ben kalmıyorum aralarında, ne yapayım! Arkadaş gördüğüm an konuşuyorum yahu!
-Ooo Uska, yanlış sınava girmişsin hehehe!
-Maalesef...
-Pınar Hoca dedi ki 'Uska mezunların sınavında (yanlış girdiğim oluyor...) çok iyi yapmış, birinci olmuş, o yüzden o en üst sınıftan başlayacak.'
Ben bunu duydum, Allah! Bir başlamışım dans etmeye sanki düğünde gibi. Beni durdurana aşk olsun yani. Bir anda arkadan bir ses, kadın fırladı. "Hah! Uskacım, buldum sonucunu. Pardon ya yanlış bakmışım, birinci olmuşsun sen." dedi. Ve mutluluktan ağlayacaktım yani. İnan, hiç beklemiyordum böyle bir şeyi. Birkaç gündür düşünceliyim de, bazı şeyleri merak ediyorum sürekli. 
Yani özete geliyorum şimdi: Yavaş yavaş olaylar benim lehime mi dönmeye başladı ne! Her şey daha iyi gidiyor sanki, beklemediğim bir sürü şey oluyor! 
Bu arada, ben artık babaannemle kalıyorum ya. Eve geldim, "Nene, ben yanlış sınava girdim ha, haberin olsun." diye bir çırpıda söyledim kadına. Önce beni hafif bir dövdü! Ve de kaç gündür, bütün komşulara anlatıyormuş "Benim salak torunum yanlış sınava girdi, hiç ders çalışmıyor bu aralar, çok boşladı sanki Sibel oğluna mukayyet ol!" diye diye. Sağ ol nene yani, canımsın...

5 yorum:

  1. Uska neden ya, neden bu kadar şanslısın :D

    YanıtlaSil
  2. Şu şansın onda birini bana versene ne iyi olur. Kırıntı bile yeter aslında. :D

    YanıtlaSil
  3. uska ya amma ballısın sen ya :) neyse nazarım değmesin :) bu arada babaanne sana satış koymuş.

    YanıtlaSil