6 Ağustos 2013

"Dam"

Önceki yazımda hani damda yangın çıkmış gibi oldu demiştim, birisi beni şikayet edecekti falan demiştim ya.. "Sonra anlatırım" yazdım, şimdi anlatmaya karar verdim.
Bendeki bu merak duygusu beni bitiriyor! Erkek olmama rağmen  severim lan başkalarının bir şeylerini öğrenmeyi. Kabul edelim aslında hepimiz çok severiz, maşallah Türk damarımız tuttu mu bbg evi gibiyiz. Yani erkek kız fark etmiyor, az da olsa insanların hayatlarını merak ediyoruz. Ne kadar "banane be" desek de eminim içimizde birazcık bir şeyler kalıyordur. Kalıyor di mi lan? Ağlarım ha, yalnız olamam.
Şu anki magazin bilgimle emin olun dünyanın en iyi dergisini çıkartırım.. Hatta burç, müzik, dizi, film yorumlarımla renklendirir, en sona da bi blogger röportajı koyar blog tanıtırdım.. Nerde bende o para... Neyse, konumuz bu aşk meşk merakıydı.
Alkan sevgilisiyle buluşacak ancak sevgilisinin zibilyon tane kuzeni olduğu için 5. katta buluşuyorlar. İlk önce "utanırım, siz gelmeyin" falan dese de ben çocuğa "yav kanka, 2 dakika senin nasıl konuştuğunu dinleyip çıkıcaz ya. Bakalım benim kankam sevgilisiyle nasıl konuşuyor hehebori!" diyerek kandırdım. Alkan bu yani, meraktan öldürür beni onun ağız hanzo halleri. Canlı canlı duymam lazım, kankasıyım, birinci derece yakınıyım yav.
Bunlar 5. kata çıktı, ben, kuzenim ve diğer arkadaş da 4. kata gittik. Bu 4. katta ancak bu kadar tanıdık çıkar, selam vermek zorunluluğu ancak bu kadar artar. Adım başı insanlara selam veriyoruz, hal hatır soruyoruz. Üstümüzde Alkan ve sevgilisinin ne bok yediği belli değil, biz Ersoy'un babasının balık pişirme merakını dinliyoruz.. Hepsinden zar zor kurtulduk ve onların buluştuğu merdivenin altına geldik. 
Lan hiç mi bir şey duyulmaz, sadece görüntü var. Sevgilisi pembe bir şey giymiş o görünüyor, bütün görüş ekranımı kaplıyor zaten yavru ayı :)) Alkan da ancak kafanı deve kuşu gibi çıkarıp bakarsam göreceğim yerde. Buğra'ya "Yürü lan dama çıkıyoruz, bi bok duyamıyorum!" dedim.
Şimdi dama çıkmak için en yakın merdiven Alkan ve sevgilisinin olduğu merdiven. E benim gibi üşengeç bi insan normalde ölse arkalardan tekrar dolanacak, yangın merdiveninden tırmanarak dama çıkacak da... Ama bu üşengeçler harikası ben, işin ucunda merakımın giderilmesi olduğu için o merdivenleri jet gibi çıktım desem.. Arkadan dolanıp çıktım.. Sırf bu magazin türündeki merakım için!
Şimdi damdayız ama acayip saçma bir durum var. Biz yürüdükçe yukarıdan aşağıya sesler geliyor, bir de benim ayaklar 46 numara, dev gibi maşallah. Hepimiz terliklerimizi çıkardık, elimizde tutuyoruz ve parmak ucunda yürüyoruz. Hırsız gibiyiz, hava da baya karanlık.
Alkan gilin olduğu taraftaki bacadan da dumanlar çıkıyor. Tavuk kokulu böyle, önünde dursan 3 gün tavuk kokarsın yani. Normalde sitede balkonda mangal yakmak yasak, herkes evinin kapısının önünde yakıyor ama ilk kez o bacadan duman çıkıyor. Neyse dedim, takma Uska, amacını unutma. Mangalı unut.
Onlar tam aşağımızdalar ve biz de tam üstlerindeyiz. Bu sefer daha net duyuyorum onları. Alkan kıza "Bende büyük olta var biliyon mu" diyor... Evet aynen bunu diyor! Kankam bunu diyor yani. Daha da çok dinliyorum, sesler bi yükseliyor bi düşüyor. En sonunda düştü ve dı dıııt duyulmamaya başladı!
Hepimiz damdan aşağı birazcık eğildik ve pencereden kankam ve sevgilisini izlemeye koyulduk. Yemin ederim arkadan biri korkutsa aşağı düşeceğim yani o derece. Hatta bi ara korktum, dizüstünde oturarak kafamı dışarı çıkardım. Sonra merdivene Alkan gilin yanına bir adam geldi ve damdaki bizim bile duyacağımız bir sesle "Burdan dama çıkan oldu mu çocuklar! Yangın çıkarmış birileri, bacadan duman çıkıyor!" demez mi..
Ağzıma sıçsınlar bu merakımın benim ya! Ulan otur evinde di mi, bak sen yangın çıkarmadığın, hatta mangal yakmadığın halde şu an suçlusun. 
Biz bunu duyunca ellerimizde terlikler, parmak ucunda yavaş yavaş damdan topuklamaya başladık. Arkamıza bakarak gidiyoruz bir de, önümüz boşmuş gibi. Ben tam o anda öküz gibi bir çocuğa çarptım arkama bakarken. Kalbim ağzımda, beynimde gerilim müziği var.. Sonra kafamı bi kaldırdım ki bu çarptığım çocuk Mert'miş. Mert, namı diğer Ayı Mert oluyor kendisi. Bunun ne işi var lan damda, yanında da 2 arkadaşı. Birden bu bağırmaya başlamaz mı..
-napıyorsunuz lan siz damda! kim çıkardı olum bu yangını! Buğra, Uska, Mert.. Hepinizi Adil amcaya söylemezsem, yöneticiye şikayet etmezsem!!
Boku salçalayıp yedik!!! Lan bizim suçumuz ne, biz ne yaptık! Hemen düşündüm, kendimi savunmaya geçtim.
-ne diyon lan ne yangını, geldiğimizde buram buram tavuk kokulu duman çıkıyordu. Mangal yakıyorlar heralde, biz yakmadık bir şey.
-görürsünüz siz ollum.
Sonra yine düşündüm. Bu 3'ü niye damdaydı? Belli ki sigara içiyorlar uyanıklar.. Şeytan gibiyim lan, kaçar mı benden bu!
-sen eğer götünden insanlara uska yangın çıkardı diye yalan atarsan, tam 5 dakika sonra annen damda 2 kişiyle beraber sigara içtiğini öğrenir. Ee?
Sonra çocuk Mert'i yanına aldı, bir şeyler söyledi, bana da "şu an moralim çok bozuk, damdan iner misiniz" dedi. Dengesiz, daha demin tehdit ediyordun bizi, bozukmuş morali. Tüü senin suratına. Bir de çocuğu görsen ayı gibi bir şey yani.
Damdan indik ve asansörle aşağı indik. Alkan ve sevgilisi ne konuştu hiçbir bok duyamadım maalesef. Tek hatırladığım oltaydı..

Bu olayların olduğu gece.. Saat sabah 4 suları-ymış..

Birden uykumda konuşmaya başlamışım. "Yangın vaaar, yangın vaaar!" diye bağırmaya başlamışım. Evdeki herkes uyanmış. Psikolog olan kuzenim de bana "Uskaa, neresi yanıyor?" diye sormuş. Ben uyandım zannetmiş. Ben de elimle bi yeri gösterip "orası orası'!!!" demişim ve uyumuşum.. 
Ulan ayı mert, damda üzerimde nasıl bir etki bıraktıysan artık, gece yangın diye ortalığı inletmişim. Bu sefer harbiden tü senin suratına.

4 yorum: